İlahi Bakış Açısıİki ay olmuştu.
Saye vurulalı tamı tamamına iki ay olmuştu. Yoğun bakımda kalmaya devam ediyordu. Caner çökmüş, Emre delirmişti. Sürekli Saye'nin uyandığı günü düşünüp duruyordu.
Yaren, ikizinden uzakta hayata küsmüş gibiydi. Evren ona zorla yemek yediriyordu. Her zaman düşmek istediği kiloya iki ayda düşmüştü Yaren. Hem de istemeden.
Saye'nin çevresi artık uyanacağından emin değildi. Ve gün geçtikçe bütün umutları kayboluyordu.
Bir diğer yanda Saye'nin babası tutuklanmış, annesi bu yaptığından dolayı babasına boşanma davası açmıştı. Akılları başlarına yeni gelmişti ama artık ne kadar önemi vardı?
Emre günde en az üç kere girdiği yoğun bakım odasına bugün ikinci kez giriyordu. Derin bir nefes alıp sevgilisinin yanına kadar gidip durdu.
" Yeni haberlerle geldim sana Mey'im. Bizim sap Selçuk kendine manita bulmuş. Kim olduğunu bilmiyorum. Saye uyandığında sürpriz yapacağım diyor. " Tebessüm edip devam etti.
" Yaren de iyileşmiş biraz. Artık yemek yemeğe başlamış Evren söyledi. Verdiği kiloları da geri almaya başlamış salak kız. "
" Caner iyi ya. Merak etme sen onu. Karı kız peşinde dolaşıyor işte. " Kahkaha atıp devam etti.
" Ben mi? " Kahkahası yüzünde solup gözleri dolduğunda, ağzından kaçan hıçkırığı yakalayamadı.
" Ben iyi değilim Mey'im. "
" Seni çok özledim ya ben. Ama tarifi o kadar zor ki, baksana sana bile anlatamıyorum. "
" Ama denemekten zarar gelmez değil mi? " Gözlerindeki yaşlara hakim olamazken soğuk bedenin elini tuttu.
" Hani bazen ben size geldiğimde kapıyı çalıyorum ya anahtarımın olduğunu unutup, işte o zaman kapıya koşuşunu duyuyorum. Bunu her yaptığında içimde mükemmel bir his uyanıyor. Çünkü o an bana koştuğunu hissediyorum. Sana bir sır vereyim mi? Son zamanlarda anahtarımı bilerek unutuyordum sırf o koşuşunu duymak için. Çünkü sen benim dışımda kimse için kapıya koşmuyor, aksine küfür ederek zorla kapıya gidiyorsun. Bunu çok özledim mesela. "
" Sonra beraber uyurken, bazen uykunda beni öpüyorsun. Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama sırf o anı kaçırmamak için uyumadığım zamanlar oluyordu. Bunu özlememek imkansız. "
" Dışarı çıktığımızda bana bakan kızlara nispeten elimi daha sıkı tutmanı, yetmezmiş gibi gelip başını göğsüme yaslanmanı deli gibi özledim. Uyansan da kızları kıskandırsak ya Mey'im. "
" Bir keresinde şey demiştin; ölsem bile sana bakan kızları dövmeye gelirim. "
" Burada bana çok bakıyorlar gelip dövsen ya Mey'im "
Emre son kez soğuk eli öpüp odadan ağlayarak çıktığında Saye'nin iki aydır gördüğü düşlerinde bir şeyler oldu.
İki aydır rüya gördüğünü bilmeyen Saye, ilk gün gördüğü düşü yaşayıp duruyordu sürekli kafasında. Evinin bahçesi, çocukların koşuşturmaları, sevdiği adama yaslanmış onları izleyişi ve oradaki Emre'nin sözleri.
" Daha ömrümüz uzun Mey'im. Üniversite mezuniyetlerini bile göreceğiz. " Ama bu sefer Saye buna tepkisiz kalmamış yeni bir soru sormuştu.
" Ya ömrümüz yetmezse? " İşte o an uzun zamandır bu soruyu sormasını bekleyen düşlerindeki Emre, Saye'nin başını göğsünden kaldırıp yüzünü ellerinin arasına aldı.
" Bunu kendin öğrenmen lazım Mey'im. Git ve bu anın gelmesini bekle. " Daha sonra onu öptü ve Saye'nin gözleri açıldı.
Yoğun bakım odasından yeni çıkmış olan Emre son kez arkasına baktığında göğsü sıkıştı. Nefes alamadı. Gözlerindeki yaşlar dondu. Çünkü o an; Saye gözlerini açmış kendisine bakıyordu.
Çıktığı kapıdan yeniden girdiğinde yüreğindeki bütün yük kaybolmuştu sanki. Her acısı uçup gitmişti. Kendini unutmuş, sevdiği kıza bakıyordu. Aynı onun kendisine baktığı gibi. Özlemle bakıyordu.
" Mey'im!! " Ellerini kendi büyük elleri arasına alıp sayısız kez öptü. Kokladı. Ellerinin uzun zamandır hissetmediği sıcaklığını hisseder gibi oldu. Ve kahkaha attı.
" Emre? " Saye kurumuş ve mosmor dudaklarıyla adını söylediğinde Emre'nin hücreleri o an öldü. İki ay olmuştu onun ağzından adını duymayalı. Şimdi ise mutluluktan delirmek üzereydi.
" Buradayım güzelim. Buradayım hayatım. Buradayım Mey'im. " Eğilip sevdiği kızın alnına bir öpücük kondurdu. Hastane kokusunun arasında bile kendine has kokusunu hissedebiliyordu.
" Ne oldu? " Emre bunu ona ölene kadar anlatabilirdi ama şu an sırası değildi. Şu an mutluktan ölmek üzereydi.
" Sonra Mey'im. Lütfen beni bir daha bırakma. Aklından bile geçirme. Ölüp ölüp dirildim. Seni çok özledim. Ne olur bir daha aynısını yapma. "
İki aydır, ikisinin de kaldığı tek ortam haline gelen o odada uzun süre ağladılar. Saye, sevdiği adama bu acıyı yaşatmanın vicdan azabıyla ağladı. Emre sevdiği kızın hayata dönmesine ağladı.
O odada ruhları mühürlendi.
O odada birbirlerini bırakmamaya yemin ettiler.
O odada tekrar aşık oldular.
Huhuuu ben geldim.
Bir sonraki bölümde artık rutinimize dönüyoruz. Bu kadar hüzün yeter değil mi??
Finale az kaldımsı gibi bakalım artık. Uzatıp sıkmak istemem.
Seviliyorsunuz 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mey || Texting
Truyện NgắnSERİNİN BİRİNCİ KİTABIDIR!! -TAMAMLANDI- Bilinmeyen Numara: Bir kere baksana gözlerimin içine, Bilinmeyen Numara: Ki orada hayat bulayım ben. * 05.08.18 tarihinde yayınlanmaya başladı. * *Mey||Texting isimli ilk kitaptır.* 07.11.18 KısaHikaye #2 26...