Sütlü kahvemi de elime alıp Leyla'nın yanına oturdum. Sütlü kahveyi gerçekten ama gerçekten çok seviyordum. Tam anlamıyla aşığım diyebilirim. Kahvenin kokusunu içime çektikten sonra bir yudum aldım. Bu... Gerçekten efsaneydi.
"Kendinden geçtin gene."
"Alışıksın sen bu hallerime niye şaşırdın?"
"Bilmem, her seferinde biraz daha şaşırıyorum. Kahve içerken bu kadar kendinden geçmen değişik."Leyla'ya yandan bir bakış atıp kahvemi içmeye devam ettim. Etrafta gözlerimi gezdirdim. Okulun süslü kızları bir masaya toplanmış, yeni yaptırdığı manikürlü tırnaklarını birbirlerine gösteriyorlardı.
Onların yanındaki masaya baktığımda herkesin onları beğendiğini düşünen erkek tayfası vardı. Beni tatmin etmeyen görüntülerden sonra önüme döndüm. Leyla telefonuyla uğraşıyordu. İzleniyormuş gibi hissettim. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Ama izlendiğime emindim. Her böyle hissettiğimde doğru çıkardı. Biraz daha etrafıma baktığımda kimsenin olmadığına kanaat getirip önüme döndüm.
Anonim: Kahven elinde, gülümsüyorsun.
Anonim: Bundan sonra sana hep gülümse diye kahve mi alsam ne yapsam?Elçin: Kahve, muzlu süt ve çikolataya hiç bir zaman hayır demem.
Elçin: Sen bana suratsız mı diyorsun?Anonim: Hayır, yanlış anladın.
Anonim: Sen gülünce mutlu oluyorum. Çok güzel gülüyorsun.
Anonim: Bugün son iki dersiniz boşmuş erken çıkacakmışsınız.Elçin: Evet. Müge hoca doğum yaptığı için yeni hoca gelene kadar biyoloji derslerimiz boş.
Anonim: Anladım, zil çaldı derse gireceğim. Sonra görüşürüz.
Elçin: Görüşürüz.