Havalar yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. Soğuğu severdim hırka ve bot giymeyi de. Üstüme geçirdiğim hırkaya biraz daha sarıldım. Çekirdeğimi çitleyerek geçen insanları izlemeye devam ettim.
Bizim tayfayla her zaman buluştuğumuz parka gelmiştik çekirdek çitleyip gelen geçenin kıyafeti görünüşü hakkında yorum yapıyorduk. Amacımız kimseyi aşağılamak değildi sadece can sıkıntısını geçirmek içindi.
"Oha kızlar saat on yönüne acilen bakmanızı şiddetle öneririm." Aslının konuşmasının ardından dediği yere baktım. "Arkadaşlar ben düştüm ya, kaldıranı ciddi anlamda affetmem." Kendi kendime güldüm. Aslının verdiği tepki abartı değildi gösterdiği çocuk gerçekten yakışıklıydı.
"Neresi yakışıklı bunun ya? Yeşil gözlü olabilir, esmer olabilir, boyu uzun olabilir, açık kumral kıvırcık saçlı olabilir, fit olabilir ama.. Tamam haklısınız yakışıklıymış, ama ben daha yakışıklıyım. Yani bence, sizce de öyle değil mi?"
Hepimizin üstünde gözlerini gezdirdi, kimseden ses çıkmayınca kendi kendine homurdanıp telefonuna gömüldü. Bizim kızlara baktığımda hala ağızlarının sularını akıta akıta çocuğa baktıklarını gördüm.
"Ay gitti gül gibi çocuk ya. Şu kıza bakar mısın ne kadar çirkin, haspam." Leyla'nın söylenmesinin ardından baktığı yere baktım. Çocuğun yanında şimdi bir kız vardı ve çocuk elindeki çiçeği kıza uzatmıştı sonra sarılmışlardı.
Kız kısa boylu, boyuna göre hafif kilolu kahverengi gözlü sarı kısa saçlı bir kızdı. Ben kız ve çocuk arasında bakışlarımla mekik dokurken çocukla göz göze geldim. Bana gülümsedi, bende birden gülümsedim sonra kızlara dönüp baktığımda çoktan aralarında başka bir konu konuşmaya başlamışlardı.
Elçin: Seni bulmamı istiyordun değil mi?
Elçin: Peki o zaman, istediğin gibi olsun
Elçin: En kısa sürede seni bulacağım ama tek bir şartım var.
Elçin: Seni bulduğumda karşıma niye çıkmadığını söyleyeceksinGiray: Kabul, beni bulursan söyleyeceğim
Elçin: Söz ver
Giray: Söz veriyorum Minik, beni bulduğunda sorunun cevabını alacaksın.