Giray: Çık dışarı konuşacağız
Elçin: Ya saçmalama nasıl çıkayım annem var bir kaç kişi daha var falan çıkamam yani unut sen beni
Giray: Elçin ya sen dışarı gelirsin ya da ben içeri
Elçin: Bekle Allahın belası bekle geliyorum
Annemlerin ne yaptığına baktım. Cemile Teyzeyle muhabbet koyuydu. Ben buradan sıvışırdım. Hırkamı alıp kapıya gittim elimi kapının kulpuna attım, ses çıkarmadan yavaşça açmam gerekiyordu.
Ensemden çekildim ve arkamı döndüğümde arkamda tabiki(!) Ayberk vardı.
"Ne yapıyorsun be sinsi yılan? Ne diye çekiyorsun arkadan?" kaşlarımı çattım.
"Sen nereye kaçıyorsun maymun suratlı?" yüzümü buruşturdum. Maymun suratlıymış, haspam.
"Sanane yav sanane? Kocaya kaçıyorum oldu mu beni bir sal artık."
"Seni alan yandı yandı, başının yakarsın adamın."
Kaşla göz arasında o laf yetiştirken kapıyı açıp dışarı çıktım ve sitenin önüne doğru hızlı hızlı yürüdüm.
En sonunda vardığımda kaldırımda Girayı görüp yanına gittim.
"Kısa kes ne diyeceksen vaktim yok."
Sabırsız bir bakış yerleştirdim gözlerime."Söyleyeceğim şey şu ki, neden benden uzak durduğunu ve konuşmak istemediğini hala anlamış değilim. Ve öğrenmek istiyorum."
"Bak aslan parçası ben eğer zaten söylemek isteseydim sana gayet söylerdim ama demek ki iste-" sözümü kesen sesin sahibi tabi ki de Ayberkti.
"Koca dediğin bu muydu bir şeye benzese bari. Şu tipe bak, çirkinlik abidesi."
"Kardeşim bir karışma istersen." Giray bıkkın bir tavırla bunları söylemişti.
"Ne karışmaya-" tartışmayı bölen benim çalan telefonumdu. Cebimden çıkarıp arayana baktım.
"Şimdi ikiniz de susuyorsunuz ve bende babamla konuşuyorum."