"Küçük kardeşim burada ne işin var?"
Yanımıza gelen kişi otuzlarının başında gibi duran bir adamdı.
"Abim benim, bu ufaklığı getirdim stres atsın diye." gözleriyle beni işaret etti. Erkeksi bir selamlaşmanın sonunda ikisi de bana döndü.
"Yeni biri mi?" adam imalı imalı Ayberk'e bakmaya başladı.
"Yok ya o benim küçük kardeşim gibi. Değil mi?" açıkçası biraz bozulmuştum.
"Evet, tabii ki öyle." kendimden emin bir sesle konuşmuştum.
"O zaman iyi eğlenceler ben işimin başına döneyim gençler." Ayberk'e dönüp el salladı bana da kafa selamı verdi.
Cebimde titreyip duran telefonu çıkardım. Tanımadığım bir numaradan bir çok mesaj vardı.
Numara: Elçin!
Numara: Elçiiiin
Numara: ELLÇİİİNNN
Numara: Ya kızım baksana bir
Numara: Kime diyorum şşşt
Numara: Özledim seninle konuşmayı :(
Numara: Bugün öyle bağırıp çağırıp gittin, sinirliydin
Numara: İyi misin şimdi?
Numara: Bir de cevap versen ne güzel olurdu..
Elçin: Ben sana dedim ki, benimle konuşmanı istemiyorum. Yazma bana dedim neden anlamıyorsun?
Elçin: SENİNLE KONUŞMAK İSTEMİYORUM
Numara: Ben de böyle bir yüzsüzüm naparsın?
Elçin: Bak Giray, benim şakam yok. Anlatabiliyor muyum? Seninle cidden muhatap olmak istemiyorum.
Numara: Bak Elçin, benim de şakam yok veya dalga geçmiyorum. Anlatabiliyor muyum? Benimle konuşmak istememenin nedeni ne bilmiyorum ama
Numara: Öğreneceğim
