Hırsla okulun içinde Giray'ı arıyordum. Sınıfında yoktu kantinde yoktu. Buhar olup uçtu sanki çocuk. Kütüphaneye girdiğimde orada da yoktu. Son durağım olan müzik sınıfına girdim.
İçeriye girdiğimde biri piyano çalıyordu sanırım. Göremesem de sesini duyuyordum. Umursamadım, onun olmadığını düşünüyordum. Bütün olabileceği yerlere baktım ve en son piyanonun olduğu köşeye doğru ilerledim.
Piyanonun olduğu bölüm diğer müzik aletlerinden farklı olarak önüne bir paravan koyarak gizlenmişti. İsteseniz de uzaktan göremezdiniz. Hızlı adımlarla piyanonun önündeki paravanın sağına doğru geçtiğimde piyano sesi kesildi.
Piyanonun başındaki Giray'dı ve sanki benim varlığımı yeni fark etmiş gibi kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Bir kaç saniye gözlerimi kaçırmamaya çalıştım ama sonunda pes eden ben oldum. Bir kaç adım gerileyip elimdeki kağıdı kaldırdım.
"Bu da neyin nesi? Ben sana görüşmeyelim diyorum evime kedi getiriyorsun bir de üstüne not bırakıyorsun. Neden?"
"Öncelikle bir sakin ol. Evet kedi getirdim sana çünkü içimden geldi. Seversin diye düşündüm. Evet not da bıraktım ama niye bu kadar sinirlendiğini sorabilir miyim? "Ona arkamı dönüp sakinleşmeye çalıştım. Ağzımdan sinirle bir hah sesi çıktı. Bir kaç saniye bekledikten sonra ona döndüm.
"Bak görüşmeyelim tamam mı? Lütfen. Tek istediğim bu arkadaşım için en azından bunu yapmalıyım."
"Ne arkadaşı ne diyorsun sen?"
"Yok bir şey."
"Bunu öğrenmeden peşinden ayrılacağımı mı sanıyorsun?"
"Bak ne yaparsan yap tamam mı? Sen bana ne kadar yaklaşırsan ben senden o kadar uzaklaşacağım."Söyleyeceklerini duymamak için hırsla kapıya doğru hızlı adımlarla ulaştım. Kapıyı çarparak çıktım. Sınıftan çantamı alıp eve doğru yürümeye başladım. Yere bakarak yürüyordum.
Kulaklıklarımı takıp eve giderken bir marketten ihtiyacım olan şeyleri aldım. Marketten çıkıp evin olduğu sokağa girdim. Apartmana doğru yürürken sert bir duvara çarptım.