Kızlar kediyle ilgilenirken ben de kediyi bırakanın kim olduğunu düşünüyordum. Benim kapıma kim neden kedi bırakıyordu ki? Ve ben bu kediyle şimdi ne yapacaktım?
"Kanka bu kedi çok güzel ama kutunun içinde olduğunu göre birinin bıraktığı belli. Kim bırakmıştır ki?"
"Ne bileyim Aslı ya.."
"Arda kediyi sen al bence senin olsun."
"Çok isterdim ama annemi biliyorsun eve hayvan sokturmuyor."
"Leyla sen alsan?"
"Ben bakamam ki bana bıraksan iki güne ölür hayvancağız."
"Aslı?"
"Kanka vallahi bana hiç bakma bu kedi sana gelmiş. Ben bakmak isterdim ama sana geldiği için sen bakmalısın."
"İyi de ben nasıl bakacağım ki ya?"
"Hepimiz bu kediye en iyi şekilde senin bakacağını biliyoruz."
"Tamam neyse ben bir su içip geliyorum."
Mutfağa gidip su içmek için bir bardak çıkardım. Suyumu doldurup içtikten sonra masadaki elmayı kapıp içeri girdim. Ben girdiğimde herkes ayrı bir yerde oturuyordu. Herkes telefonla uğraşıyordu. Leyla kanalları geziyordu.
"Hiç bir şey yok lan bu kanallarda."
Oflayıp elindeki kumandayı masaya bıraktı. Bana dönüp alt dudağını sarkıtarak bakmaya başladı. Yanına gidip ağzına vurdum.
"Yapma şu ağzını şöyle. Çirkin ördek yavrusuna benziyorsun."
"Aman be, sen ne anlarsın. Sevimsiz."
Kendimi tekli koltuğa atıp boş boş televizyon ekranını izlemeye başladım. Öylece ekrana bakakalmışken. İzleniyormuş hissine kapıldım. Sağıma döndüğüm an Ayberk ile göz göze geldik.
"Ne bakıyorsun be?"
"Sana mı soracağım yer cücesi?"
"Devede de boy var ama eşeğin arkasından gidiyor, neyse."
"Laf mı soktun şimdi sen?"
"Anlayamamana şaşırmamalı."
"Anlayamadığımı da nereden çıkardın? Sadece seni daha fazla yerin dibine sokmak istemediğim için sesimi çıkarmıyorum. Gerçi zaten magmadasın."
Ona dil çıkarıp soluma döndüm Ardayla bakışmaya başladık. Şok olmuş gözlerle bizi izliyordu. Gözlerinden ne demek istediğini anladım. 'Az önce ne oldu öyle?'
'Hiç sadece laf sanatımı kullandım.'
'Tamam peki şaşırmış gibi yapmayı bırakıyorum.' 'Tamam.'
Biz böyle rahatça anlaşabiliyorduk ama bu sadece bizim aramızda olan bir şeydi. Başkası görse deliymişiz gibi bakardı.
"E hadi biz gidelim o zaman artık. Annemler de önden gitmişti zaten. İyi geceler." dedi adını bilmediğim çocuk.
"İyi geceler."
"Herkese iyi geceler, sana kötü geceler Atabe- Ayberk. Ah pardon unutuyordum görüyor musun?"
Beni iplemeden çıkıp gittiler. Kızları da babam bıraktıktan sonra Ardayla baş başa kaldık. O annemlere iyi geceler dilerken bende odamı topluyordum. Kedinin kutusunu alıp kenara koydum ve içinde mama veya herhangi bir şey var mı diye yoklarken elime bir kağıt parçası değdi. Çekip aldım.
