Yanağımı koltuğa yaslayıp gözlerimi karşımdaki tabloya diktim. Evde kimse yoktu ve telefonuma düşen bildirim sayısı da sıfırdı.
Oflayıp ayağa kalktım ve televizyonu açtım. Kanalları gezdim fakat hiç bir şey yoktu.
Geçen gün Ayberk kapıya geldiğinde saçmalayıp kapıyı suratına kapatmıştım ve hayli ayıp olmuştu sanırım.
Telefonumu alıp çıktım evden. Ayberklerin evine gittim ve kapıyı çaldım.
Kapıyı Ayberk açtı ve beraber içeri geçtik. İçecek bir şeyler almaya gitti. O arada benim telefonuma mesaj düştü.
Vo Aslü: Kanka çokkk acil buluşmamız lazım hayat memat meselesi
Elçin: Lan şuan Ayberklere geldim yeni asssla gelemem
Vo Aslü: Hayat memat meselesi diyorum bak çok önemli kanka
Elçin: Bu kadar önemli ne olabilir
Vo Aslü: Burdan söyleyemem uzun hikaye gel de öğren işte çık çık gel
Elçin: Of Aslı of çocuğa ne diyeceğim ayıp olacak
Vo Aslü: Ne bileyim uydur bir şeyler işte ama nolur gel
"Telefonla ilgilenmek için mi geldin buraya?" kollarını göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu.
"Aa şey Aslı yazdı önemli bir şeyler varmış da. Yanına çağırıyor." mahçup bir şekilde koltukta büzüştüm.
"Sorun değil git sen." Hafifçe gülümsedi. Yüzündeki gülümsemenin yapmacık olduğu bariz belliydi.
Ayağa kalkıp yanına gittim ve hemen yanına oturdum. Elini tuttum.
"Sende gelsene." yüzüme gerçek bir gülümseme yerleştirip yüzüne baktım.
Başıyla onayladı ve ayağa kalktı. Hırkasını giydi ve beraber Aslının çağırdığı yere doğru yürümeye başladık.
