"Hamlamışım." diye fısıldadı elleri dizlerinde soluklanırken.
"Uzun zaman olmuş koşuya çıkmayalı." birbirimize bakıp gülüştük.
Kolunu oturduğumuz bankın arkasına attı ve kafasını göğe çevirip gözlerini kapattı.
"Tüm enerjim vakumlanmış gibi hissediyorum." bu lafının üstüne güldüm.
Boynumu sağa sola çevirerek kütlettim ve ayağa kalktım.
"Hadi kalk, daha maratonumuz bitmedi Serkan bey."
O da ayaklandığında koşuya devam ettik. On dakika daha koştuktan sonra bir çay bahçesine oturduk.
"Ee anlat bakalım sen niye buradasın?" meraklı bakışları üstümdeydi.
"Babamın yanına tatile geldim. Sen burada mı yaşıyorsun?"
"Evet burada yaşıyorum, doğma büyüme buralıyım."
"Güzel yer burası, şanslısın."
"Öyledir." siparişlerimizi beklerken saçma bir sessizlik oluştu ortamda.
"Çok sakarımdır ben, dün için özür dilerim." birden lafa girdim.
"Bu sefer sakarlığın iyi bir şeye sebep oldu." gözlerime bakıp gülümsedi.
Bende sessiz kalıp gülümsedim. Telefonuma bir kaç saattir bakmamıştım spor yaptığımdan dolayı.
Telefonumu çıkarıp gelen mesajlara baktım.
Giray: Elçin günlerdir mesajlarıma cevap vermiyorsun
Giray: Burada da değilmişsin
Giray: Farkında olmadan bir şey yaptıysam gerçekten özür dilerim
Giray: Ama en azından iyi olup olmadığını bileyim
Giray: Kaç gündür içim içimi yiyorElçin: İyiyim.