Şimdiye kadar hep Eren'in bakış açısıyla yazmıştım.Şimdi Ateş'in bakış açısıyla devam edeceğim.Ateş göründüğü kadar masum mu acaba?
XXXXXXXXXXXX Ateş'in Bakış Açısı XXXXXXXXXXXXX
Odamın kapısını kapatıp salona doğru yöneldim.Çok mutluydum.Eren artık benimleydi.Benimle beraber yaşayacaktı.Benimle yaşamasını çok istemiştim ve şimdi gerçek olmuştu.Salondaki koltuklarından birine oturdum.Başımı arkaya doğru yasladım.Onu ilk gördüğüm zaman aklıma geldi.Hatırlıyorum ah nasıl da güzeldi.Güzel ve kırılgan.
2008 (Hastane- Eren'in annesinin öldüğü gün- Yaşları on)
Babam elimden tutmuş kendi odasına doğru çekiştiriyordu.Arkama baktım.İsmini duymuştum.Eren.İsmi Erendi.Annesi cam sehpanın üstüne düştüğü için çok üzülüyordu.Ona ablası gelmeden önce yaptığım gibi sarılmak istiyordum.Kendi adımı ona söyleyemedim.Gerçi kendimi tanıtmak için uygun bir zaman değildi.Onu tekrar görebilecek miyim acaba?Koridordan başka birine geçiş yaptığımızda mecburen başımı önüme çevirdim.Off onu tekrar görmek istiyordum.Babam odasına soktu beni.
"Ateş insanları rahatsız etme bir daha tamam mı?"
"Rahatsız etmek istemedim baba.Çocuk tek başına ağlıyordu.Destek olmak istedim.Annesi iyi olacak mı?"
"Maalesef annesi kan kaybından ötürü öldü.Camlar derin kesmiş." dedi babası Selim Bey.
"Ne? Ama iyileşmeliydi.Çocuğa ne olacak şimdi?Yanına gitmek istiyorum."
"Olmaz Ateş.Hem sen de kötü etkilenebilirsin.Bir daha okul çıkışı hastaneye gelme.Tamam mı küçük bey?" Kafamı onaylar bir şekilde salladım.Ama aklım ondaydı.
Babamı dinlemeyip arada hastaneye gittiğim oldu.Belki Eren'i görürüm diye ümitleniyordum.Ama bir daha hastaneye gelmedi.Ümidim kırılmıştı.O bakışlarını,yüzünü unutamıyordum.Acaba hala acı çekiyor muydu?Elbette çekiyordu.Annesini kaybetmişti.Keşke yanında olabilseydim.Destek olabilirdim.Babası ve ablası yanındaydı ama onlardan hoşlanmamıştım.Konuşmalarını duymuştum pek anlamasam da hoş şeyler olmadığını hissediyordum.Umarım bir gün görüşürüz Eren.Umarım.
2010 (Yaş on iki)
Ortaokuldaydım.Altıncı sınıfın ortalarında bizim okulun yıkım kararı çıkmıştı.Babam bu sebeple beni farklı bir okula kaydetmişti.Okul çıkışlarında hastaneye gitmemi istemediğini biliyordum.Bu okul hastaneye daha uzaktı.Bunun gizli sebep olduğundan şüpheleniyordum.Bu okula da kısa sürede alıştım.Arkadaşlar edindim.
Bir gün okulun bahçesinde çikolata yiyerek sınıfa çıkarken onu gördüm.Dumura uğradım.Bu Erendi.Evet evet kesinlikle öyleydi.Aynı yeşil gözler,kırılgan bir güzellik.Biraz büyümüştü.Ama oydu.Üff acaba yanına gitsem mi?Ne diyeceğim? ' Annenin öldüğü gün tam tanışamadık.Acaba tanışabilir miyiz?' Tabii ki böyle diyemem.Belki beni hatırlıyordur.Olabilir mi?Yanından geçsem mi?Ayaklarıma komutu verip onun yanından yavaşça geçtim.Beni fark etmedi.Fark et beni hadi.Bir daha geçtim.Göz göze geldik bu sefer.Aman Tanrım göz göze geldik.Bana uzun gelen birkaç saniye sonunda başka tarafa bakmaya başladı.Yanına iki kişi geldi.Arkadaşları olmalı.Ne konuştuklarını duymak istedim o an ama zil çaldı.Sınıfıma girmeden önce onun hangi sınıfa gittiğini görmeye çalıştım ama üst kata çıkmıştı.Demek sınıfı oradaydı.Aklımda bir sürü soruyla derse girdim.Aklımı derse veremedim.Onun bu okulda okuduğuna inanamıyordum.Bir daha görmem sanıyordum.Meğer dibine kadar gelmişim de fark etmemişim.Hala aynıydı.Fakat aynı zamanda farklıydı.Şimdi gülümsüyordu.Arkadaşlarıyla ne konuştuğunu duyamamıştım ama gülüştüklerini görmüştüm.Mutlu olmasına çok sevindim.Tuhaf gerçekten beni tanımayan birinin mutlu olmasından mutlu oluyordum.O çocuğu niye kafama bu kadar taktığımı bilmiyordum ama takıyordum işte.Sebepsizce bir merak içindeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN GİDEMEZSİN
Teen FictionO benim limanım.Dışlanmadığım,sevildiğim tek yer.Bir zamanlar en büyük limanım ailem derdim.Şimdi ise kabuğu tutmamış bir yara gibiler benim için ve bu yara hiç iyileşemeyecek.Ne zaman nefes alamayacak gibi olsam artık yeni limanımın varlığına sığın...