medya Pharrel Williams-Happy
Akşama doğru sahil tarafına yürüdüm.Olanların içinden çıkamamıştım.Bağdaş kurup sahilin kumlarına oturdum.Etrafta sahilin keyfini süren çiftler,aileler vardı.Akan nehre karşı kürek çekiyor gibiydim bu da beni yormuştu.Hafif esinti tenimi okşamaya başlamıştı.Kendimi bu akışa bırakmak istiyordum.Birden sırtıma birinin dokunduğunu hissettim.Arkama dönüp bakmama gerek yoktu.Beni bulacağını biliyordum.Bacaklarını iki yanıma uzatıp arkamdan sarıldı.
"Artık düşünme." dedi. Haklıydı zira düşünmenin bana bugüne dek bir getirisi olmamıştı.Kafamı ona doğru yasladım ve benliğime işlemiş kokusunu içime çektim.Yine ,yeniden limanıma sığınmıştım.
Gözlerimi kapattım bir süre sonra açtım.Renkler çoktan geri gelmeye başlamıştı.Derin derin nefes aldım.Yaşadığımı hissetmenin mutluluğuyla iyice gömüldüm göğsüne.
"Zayıflamışsın."dedi kulağıma fısıldayarak.Dudaklarını boynuma gömmüştü.
"Sana bakmama gerek yok.Sen de aynı durumdasındır."dedim.
"Ah,beter bir durumdayım.Tarifi yok."
"Açıkçası bir hafta sabredebilmene şaşırdım."dedim.
"Sana zaman vermek istedim.Fakat o süre zarfında yaşayamadım."
"Sadece bir hafta ayrı kalabiliyormuşuz demek.Daha fazlası bizi öldürüyormuş.Burada olduğumu beni izleyenler mi söyledi?"
"Evet.Arada seni,ben de izledim ama kendime hakim olamam yanına gelirim diye genelde Rıza veya diğer adamlar izledi.Rıza arayıp amcamın senin kaldığın otele geldiğini söyledi.Ben de amcamla konuşup buraya geldim işte."
"Rıza ne durumda?Amcan bana kendi adamlarının onu ispiyonlamayacağını söylemişti.Hahaha."
"Rıza'ya bu yüzden kızgın kızgın bakıyordu demek.Hahaha.Gül sen hep gül.Özlemişim."diyip kollarını sıkılaştırdı. Ben de özledim gülmeni Ateşim.
"Ateş."
"Hımm."
"Ailenin mezarına gidelim bir gün.Tek başına değil tek başımıza.Anladın mı?" Kulağımda nefesini hissediyordum.Bir an için durdu sonra tekrar nefes aldı.
"Tek başımıza.Anladım."dedi kısık bir sesle. "Amcamla bunu konuştun demek.Ona neden otele gittiğini sorduğumda otel yemekleriyle alakalı bir sorunla ilgilendiğini söyledi.O sırada agresif bir durumda olduğum için sinirlendim ve saçmaladığını söyledim.O da doğruyu söylediği konusunda ısrar etti ve ona saçmaladığını söylediğim için de ayakkabısını çıkarıp kafama fırlattı.En son diğer ayakkabını da çıkarıp Rıza'ya fırlattığını gördüm.Sonra senin yanına geldim." Vücudumu biraz döndürdüm ve yüzüne baktım uzun uzun.
"Kafan acıyor mu?"dedim.
"Acıyor.Sağlam attı valla.Normalde iyi kaçarım bilirsin.Ama aşk hastası bir adam kaçamıyor."
"Neresi göster?"Eliyle işaret etti.Akşam karanlığında fazla seçemezsem de sanırım biraz kızarmıştı. Avuçlarım arasına aldım yüzünü etraftan ayıplayan bakışlara aldırmadan.Öpücük kondurdum kızarmış yere.Gözlerini kapattı.
"Erenim."dedi fısıltıyla. "Erenim artık evimize gidebilir miyiz?Çiçeklerin seni özledi ama en çok ben."
"Onlara iyi baktın mı?"
"Baktım ama şu an en çok kalbindeki çiçeklerle ilgilenmek istiyorum.Malum onları ben diktim ama uzun zamandır bakamadım."
"Bir hafta oldu."dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN GİDEMEZSİN
Teen FictionO benim limanım.Dışlanmadığım,sevildiğim tek yer.Bir zamanlar en büyük limanım ailem derdim.Şimdi ise kabuğu tutmamış bir yara gibiler benim için ve bu yara hiç iyileşemeyecek.Ne zaman nefes alamayacak gibi olsam artık yeni limanımın varlığına sığın...