24.Çiçeklerim Ölmesin!

4.1K 181 129
                                    


Bölüm sonundaki yazıları okuyunuz.Merak ediyorum.

Beraber geçirdiğimiz ilk yazdı.Fakat benim için kelimelere dökülemeyecek kadar güzeldi.Ateş ve arkadaşlarıyla beraber tatile gidip bol bol eğlenmiştik.Çocuklarla iyice kaynaşmıştım.Üniversite başlamadan önce de baş başa bir tatil yapmıştık.Her şey o kadar güzeldi ki o kötü şeyleri yaşayan ben değilmişim gibi geliyordu.Gerçekten de yapmıştı kalbimin her yerine çiçek dikmişti.Tek bir boşluk bırakmamıştı.Mutluluktaki zirvemde olan bir meşaleydi Ateş.

Üniversitenin oryantasyon sürecini geride bıraktıktan sonra bölümüme daha da alışmıştım.Yeni arkadaşlar edinmiştim.Elimden geldiğince iyi arkadaş seçmiştim.Malum bu konuda mimliydim.Ateş üniversiteden pek memnun değildi çünkü fakültelerimiz farklıydı.Ses etmese de buna acayip gıcık olduğunu biliyordum.Bu halleri bana sevimli geldiği için takılmadan edemiyordum. Hep bir arada olamazdık,bunu kabullenmekte sıkıntı yaşıyordu.

"Hadi ama Ateş biraz yüzün gülsün.Uygun ders aralarında bir araya geliriz tekrar."

"Uygun ders araları çok az.Bazı günlerde benim ders saatlerimde sen boştasın.Senin bazı ders saatlerinde ben boştayım.Sadece iki günümüz uyumlu.Sen pek bir memnunsun bakıyorum."diyerek somurttu.

"Hahaha saçmalama.Hem biz aynı evde yaşıyoruz.Ayrıca dersler bitince yine bir araya gelebiliriz."

"Biliyorum.Yine de sinir oluyorum ve olmaya da devam edeceğim bununla bir derdin mi var?Şimdiden söyleyeyim.Akşamları yeni bulduğun arkadaşlarla plan yapmak filan yok.Beraber olacağız tamam mı?Özlerim ben."

"Tamam tamam.Ben seninim zaten.Bir yere kaçmıyorum."diyip onun yanağına küçük bir buse kondurdum.

"Sıkıysa kaç.Bu arada şu yeni edindiğin arkadaşlarınla tanışmak isterim."dedi Ateş.

"İçin rahat edecekse tanıştırırım."

"Oooo gençler yine vıcık vıcıksınız."dedi yanımıza gelen Yıldırım.Korkmaz da arkasındaydı.

"Zaten sinirliyim.Çarparım ağzına Yıldırım.Vıcık sensin."dedi Ateş.

"Sana da bir şey denmiyor.Ne bu sinir?"

"Ben anladım kanka.Eren başka fakültede de ayrı kaldı.Yazııık."dedi Korkmaz sırıtarak.

"İyi oldu bu.Sinirim boş yere gitmesin.Ulan ben sizin!"dedi Ateş ve peşlerine düştü.

"Hahahaha."

Onlar birbirlerini kovalarken ben de ortak alana geçip masalardan birine geçtim.Ne de olsa Ateş beni sonradan bulurdu.

"Eren!" Biri bana seslenince etrafıma bakınmaya başladım.

"Eren! Eren sen misin?" dedi yakınıma gelen kız.Ah, bu kızı tanıyordum.

"Gerçekten sensin Eren.Hatırladın mı beni?"dedi yüzünde bir gülümsemeyle.

"Hatırladım.Gülen ismin Gülendi.Bedduacı kız."dedim sırıtarak.

"Hahaha beni böyle mi hatırlıyorsun?Ama esaslı beddua ederim.Bak o doğru."dedi .Elimi sıkıp sarıldı.

"Demek bu üniversitede okuyorsun?"dedi.

"Evet daha yeni başladım.Tıp Fakültesindeyim.Sen?"

"Vay demek meslektaş olacağız.Ben de Tıp Fakültesindeyim.Üçüncü sınıfım.Eren ben seni çok aradım ama ulaşamadım."dedi ve sandalyeye oturdu.

"Şey evet sana telefon numaramı vermiştim.Fakat o telefonuma babam el koydu.Sim kartta içindeydi.Ben bulamaman normal."

"Neden baban el koydu ki telefonuna?"

BENDEN GİDEMEZSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin