Yazarınızı oysuz ve yorumsuz bırakmayın.Düşüncelerinizi merak ediyorum.Lütfen yazın.
Ateş'in Bakış Açısı
Uyandığımda başımda amcam vardı.
"İyi misin Ateş?"
"Öyle gözüküyor muyum?"
"Hayır.Sen sormadan söyleyeyim.Eren gitmiş.Bana mesaj attı senin yanından ayrılmayayım diye.Sana kızgın ama aynı zamanda seni düşünüyor."dedi amcam.
"Kızgın olmakta haklı.Sinirinin geçmesini beklemeliyim.Ben de bu sırada Cihan sapığını halledeceğim.Amca bir yandan Eren'i de izletiyorsun değil mi?"
"Evet izletiyorum.Merak etme sen.Diğer adamlarımda Cihan'ı izliyor.O herifi öldürmeyi mi düşünüyorsun?"
"Kafamda yüzlerce kez öldürdüm.Fakat kendimi tutacağım Eren için.Eren'in saplantılı bir aşığı var zaten.Katili de eksik kalsın."
"Aslan yeğenim benim.Böyle sakin düşünebilmene ve sabrına hayranım.Açıkçası ben yapamazdım.Senin gibi yapmayı bırak düşünecek gücü bile kendimde bulamam."
"Ne zaman fırsatını bulabilirim?Akşam pek kimsenin olmadığı bir yerde hesabını görmeliyim."
"Tamam.Rıza haber verecek bana.Sen de bugün fırsatını bulmuşken dinlen ve güç topla.Herifle karşılaştığın zaman durum tam tersine dönmesin.Malum tek başına yapmak istiyorsun.Buna izin verdiğime beni pişman etme."
"Tamam amca.Sağ ol."
Eren'in Bakış Açısı
Nereye gideceğimi bilmiyordum.Tek bildiğim gitmekti.Ateş'i yalnız bırakmasın diye Bulut abiye mesaj attım.Bulut abi beni defalarca aradı ama açmadım.Ona da kızgındım.Gözümün içine baka baka kandırdılar beni.Acaba tekrar karşılaşsak yüzüme bakabilir mi?Peki ben bakabilir miyim?Off.Dolandım öylece akşama kadar sokaklarda.Sonra bir otele gidip kayıt yaptırdım.Geceyi orada geçirdim. Ateş'in anlattıklarını ve yaşadıklarımı kafamda tartıyordum sürekli. Kafam birbiriyle düşman halinde olan düşüncelerle doluydu.Bir tarafım onun sayesinde insanların gerçek yüzlerini gördün diyor.Diğer tarafım ama bunu yaparken gerçek yüzünü sakladı diyor.Onun neden bu şekilde davrandığını anlamaya çalışsam da İsyan eden tarafım bunu kabullenemiyordu.İhanete uğradın,kandırıldın diyordu.Güvenim iki kez parçalanmıştı.Ailemden sonra güven sorunum zaten oluşmuştu.Hiç beklemediğim yerden kalbimden de Ateş vurmuştu.Limanlarımı terk etmiş başıboş dolanmıştım.Bütün gün yürümekten yorulmuştum.Aynı şekilde zihnimde yorgundu düşünmekten.İki günümü böyle geçirdim.Sonraki gün sonunda babamla ve ablamla yüzleşmek istedim ve kendimi onların kapısında buldum.Zili çaldım ve gergince beklemeye başladım.Ben niye geriliyorsam hesap soracak olan benim.Kapıyı ablam açtı.Halsiz görünüyordu ama beni görünce yüzünü bir şaşkınlık hali aldı.
"E-eren.Senin ne işin var burada?" Bu soruya normalde alınırdım ama eskisi kadar umursamıyordum.
"Hoşgeldim abla.Sen nasılsın?"diyip alaycı bir tavır takınarak direkt içeri girdim.
"Kim geldi Jale?"dedi babam.
"Ben geldim baba.Çok sevdiğin oğlun." O da şaşırmıştı.Gidip koltuklardan birine oturdum.Babama da oturması için işaret verdim.Artık böyle.
"Eee neden hala ayakta bekliyorsun?Soracaklarım var.Merak etmeyin sonra gideceğim zaten."
"Jale sen İpek'in yanına git.Sabahtan beri ağlaması durmadı zaten.Ben de Erenle konuşayım."Ablam salondan çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEN GİDEMEZSİN
Teen FictionO benim limanım.Dışlanmadığım,sevildiğim tek yer.Bir zamanlar en büyük limanım ailem derdim.Şimdi ise kabuğu tutmamış bir yara gibiler benim için ve bu yara hiç iyileşemeyecek.Ne zaman nefes alamayacak gibi olsam artık yeni limanımın varlığına sığın...