"Baban evde olmaktan pek hoşlanmıyor sanırım." dedi Seokjin, başını Taehyung'un dizine yaslamış, saçlarını okşamasına izin vermişti.
Taehyung derin bir nefes bıraktı dudaklarından, canı sıkılmış gibiydi bu konudan.
"Eskiden de çok fazla gelmezdi eve, sürekli içmeye giderdi." Boğazını temizledi. "Fakat annemin gidişinden beri hiç uğramıyor bu eve, belki de sadece uyumak için geliyor."
Seokjin başını salladı sadece, sessizce durdu bir süre. Ne dese bilemedi, bu konunun ne kadar hassas olduğunu belki de Taehyung'tan daha çok biliyordu.
"Biz hiç aile gibi olamadık," dedi Taehyung, gözleri Seokjin'in saçlarını okşayan ellerini takip ediyor, fakat nereye baktığını bilmiyor gibiydi. "Babam ne anneme sevgi verdi, ne de bana." Yarım ağız güldü. "Annem hep şikayet ederdi bundan, sürekli tartışma çıkardı evde. Bağırışlar, haykırışlar, küfürler... Bilirsin, bunu en iyi sen bilirsin Seokjin." Dizlerine yatan gencin başını usulca sallaması üzerine, derin bir nefes bıraktı Taehyung. Aile olmayı hiç hissedememişti, ömrü boyunca hiç yeri doldurulmamıştı o sevginin. "Yine de," dedi Taehyung, cümlenin devamı canını yakmışcasına durdu. "Yine de annemin gitmesini gerektirmiyordu bu, babamdan ayrılsaydı da yine de bırakmasaydı beni. Beni neden bıraktı ki Seokjin? Hayatımda tutanacak tek bir dalım dahi kalmamıştı oysa, ne diye gitti de beni bıraktı ardında?"
Seokjin gözlerini kapattı, şu an Taehyung'a bakmaktansa ölmeyi tercih ederdi. Ona böylesine acı veren bir şeyi ne diye öğrenmişti ki sanki? Seokjin çok şey biliyordu, gerektiğinden fazla şey biliyor, bunun ağırlığını omuzlarında tek kelime etmeden taşımak zorunda kalıyordu. Ne kendisinin söylemeye cesareti vardı, ne de Taehyung'la aralarındaki bağı yok etme düşüncesine tahammülü.
"Bırakmamalıydı," dedi Seokjin, sesi güçsüz çıkmıştı. "Belki de Taehyung, seni yanına almalıydı, keşke seni yanına alsaydı."
Taehyung hafifçe eğildi dizlerinde yatan gencin yüzüne, gözlerine bakabilmek istedi fakat kapanmış olduğunu görünce aklındaki soruyu soruverdi.
"Gitseydim beni bulamayacaktın Seokjin, geri geldiğin zaman ben yok olacaktım. Sahiden ister miydin bunu?" Parmaklarını saç tutamlarından narince geçirdi. "Merak ediyorum Seokjin, eğer geri döndüğünde beni bulamasaydın, nasıl hissederdin?"
Seokjin gözlerini usulca açtı, merakla bekleyen gözlerin bu kadar yakınında olmasını beklemiyordu fakat yine de şaşırmadı. Bir süre sadece bakabilmek istedi ona, sorduğu soruya verebilecek cevabı var mıydı? Üç yıl boyunca geri dönmeyi çok düşünmüş fakat yüz bulamamıştı, ama biliyordu ki bir gün Taehyung'un karşısına çıkacaktı. Başını yastığa koyduğu zaman bu anın hayalini kurardı Seokjin, istisnasız her gece onu yeniden görebilmeyi hayal ederdi. Ardından yüreğini kaplayan büyük bir korkuya sahip olurdu, ya Taehyung geri döndüğünde orada olmasaydı? Ya geri döndüğünde onu hiç bulamasaydı? Seokjin bunların korkusunu yüreğinden hiç atamamıştı.
"Kendime her gece sordum, ya hala orada değilse? Ya beni beklemediyse? Daha birçok soru vardı zihnimde, hiç gitmediler benden. Çok da can yaktılar, öyle ki bir gece yarısı evinize kadar gelip kapıyı çalmak istedim." Başını iki yana salladı pişmanlıkla. "Yatağımdan kalktım Taehyung, adımlarımı attım, yalınayak çıktım evimin önüne de, devam edemedim ileriye. Ya orada olsaydın, ya kapıyı bana açsaydın?" Elini göğsündeki ele getirdi. "Hem o kapıyı açmandan korktum, hem de o kapının hiç açılmamasından. Ben çok korktum Taehyung gerçeği duymaktan. O gün seni maçta gördüğüm zaman," Yutkundu Seokjin, gözlerini yeniden Taehyung'a getirdi. Ona olan özlemi hala gidebilmiş değildi. "O gün delirdiğimi düşündüm Taehyung, dedim ki ben delirdim." Derin bir nefes aldı, buna ihtiyacı vardı. "Hiç değişmemiş gibi geldin gözüme, sanki seni ilk gördüğüm günkü gibi, sanki hiç senden ayrı kalmamış gibi. Seni orada gördüğümde, koşup sarılmak istedim sana. Koştum, yemin ederim koştum da, tam yanında öylece durdum." Gözlerini kapattı acıyla. "O kadar sevinmiştim ki gitmediğine, hala beni beklediğini zannettim istemsizce. Dedim ki, beni bekledi, o beni gerçekten çok sevdi. Sonra baktın gözlerime, sevgi yoktu Taehyung," yutkundu Seokjin, sesi çatallaşmıştı fakat yine de devam etti konuşmasına. "Gözlerine döktüğün o sevgi yoktu Taehyung. Yemin ederim, o an bakmamanı istedim bana. O bakışı hiç bırakmamanı istedim hatıralarıma."
![](https://img.wattpad.com/cover/157342509-288-k953434.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tigers | taejin
Fanfiction[Tamamlandı] Zihninin ve kalbinin oynadığı oyunlar mıydı kendine sorduğu soruların cevabı? Yoksa kilitli kapıların arkasına gizlenmiş gerçekler mi vardı?