;kızıl - mavi gökyüzü

2.5K 284 198
                                    

Bölümde geçen şarkıyı bırakıyorum, dinlemek istersiniz diye. Bölümü beğenmenizi umuyorum, iyi okumalar...

***

Taehyung saçlarını okşadı Seokjin'in, hiç durmadan. Gariptir ki, ne elleri ağrıdı okşamaktan, ne de dizi ağrıdı onu taşımaktan. Hiç rahatsız olmadı, saçlarını okşamak öyle tanıdık gelmişti ki ona, bunu yapmayı gerçekten çok istedi. Ona eskiyi hatırlatan her duyguya sarılmak istiyordu, eskiyi hatırlamak istiyordu. Seokjin'i sevdiğini anlayabilmek için, sebepler arıyordu kendine. Eskiyi unutmuş olsa bile, yeniden yanındaydı. Şimdi onu sevdiğini anlayabilmek için sebepleri bir bir yeniden bulacaktı.

"Uykum geliyor." dedi Seokjin, yattığı dizden kalkarken. "Aslında uyumak isterdim," Gülümsedi. "Ama birazdan ders başlayacak."

Taehyung başını sallamakla yetindi. Kısa süren sessizliğin ardından, merak ettiği soruyu sormak istedi. "Yorulduğu halde saçlarını okşamaya devam ediyorsa, ne olursa olsun bırakmaz anlamına geliyordu." dedi Taehyung, "Peki ya, yorulmadıysa? Yorulmamak ne anlama geliyor?"

Seokjin gülümsedi. Taehyung'un, söylediklerine önem vermesi çok hoşuna gitti. Karşısındaki genci ne çok öpmek isterdi şimdi. Yine de hala çekiniyordu, hala söylememişken sevdiğini, ona dokunmaya cesareti bile bulamayabiliyordu. Aralarında hiç mesafe kalmamıştı, Taehyung öpmesine, sarılmasına izin vermişti belki ama yine de emin olamıyordu. Eğer hissetmeyecekse Taehyung hiçbir şey, ona dokunmanın ya da öpmenin hiçbir anlamı yoktu. O yüzden kendini tutmaya çalışıyordu.

"O zaman aşıktır." dedi Seokjin, omuz silkti. "Ruhunu onun ruhuyla bağlamıştır, kendini düşünmeyi bırakır. Sadece onun hissettiğini hisseder. Huzur alıyorsa saçını okşadığı, o da huzuru doldurur yüreğine. Kalbi bağlanmışsa kalbine, yorulmaz elleri elbette."

Aldığı cevapla birlikte gülümsedi Taehyung. Yorulmamıştı, onun saçlarını okşamaktan hiç yorulmamıştı. Öyleyse, onun ruhuyla bağlanmış mıydı ruhu? Kalbi, kalbine başlanmış mıydı şimdi? Taehyung bir süre ayıramadı gözlerini, Seokjin'in gözlerine bakabilmek ne de hoş hissettirdi kalbini. Gözlerde sevgi barınabilir miydi? Eğer barınabiliyorsa, Seokjin'in gözlerindeki o duyguyu açıklayabilirdi. Çünkü öylesine güzeldi ki, öyle hisleri bırakıyordu ki kalbine, insanın gün boyu bakası gelirdi.

"Gözlerin," dedi Taehyung, hiç ayırmadı bakışlarını. "Herkese böyle güzel mi bakıyor?"

Seokjin küçük bir kahkaha attı. Bu sabah ne de güzel başlamıştı. Onun dizlerine yatmış, saçlarını okşatmıştı. Şimdi de, gözlerine güzel dendiğini duyuyordu ondan. Eğer Taehyung güzel dediyse gözlerine, ona bakmaya hiç çekinmezdi bundan böyle.

"Hayır, bir tek sana bakarken güzeller." Taehyung'un destek almak için yere yasladığı ellerine getirdi ellerini. "Bir tek sana bakarken, çünkü sensin onları güzelleştiren."

Gülümsedi Taehyung, yeniden. Gözleri Seokjin'in yüzünde gezindi bir süre, ilk kez inceliyordu onu böyle. Alnına düşen saç tutamlarını, gözlerini kırptığında beliren kirpiklerini, burnunu... Şüphesiz ki yüzü çok güzeldi, dudakları ise taçlandırıyordu bu güzelliği.

"Sen de güzel bakışları hak ediyorsun Seokjin, çünkü sen de çok güzelsin." dedi Taehyung, karşısındaki gence uzanıp öptü dudaklarından, hiç düşünmedi, hiç sorgulamadı kendi içinde. Sadece öpmek istedi ve öptü onu. Çekinmedi, küçük bir öpücük bile olsa onu öpmek istedi.

"Yeniden öp." dedi Seokjin, yutkundu. Onu öpmeye çekiniyordu, çünkü istemeyeceğinden korkuyordu. Ama eğer ilk o öperse, çekinmeden karşılık verirdi. Çünkü bilirdi ki, o da isterdi. "Bana seni seviyorum diyene kadar, öpmeyeceğim seni. Sen öp, bundan böyle sen öp beni."

tigers | taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin