"Sana sevmeyi öğretmeyeceğim, sana seni nasıl sevdiğimi göstereceğim. Eminim bu sana öğretecek, sevginin ne demek olduğunu." dedi Seokjin, kollarıyla sardığı gencin kokusunu derin bir nefes alarak ciğerlerine tanıttı.
"Beni güzel seviyorsun." dedi Taehyung, geriye doğru çekildi. Gözlerini gözlerine kilitledi Seokjin'in. Tıpkı eskisi gibiydi, artık boş bakmıyordu gözleri. "Beni öyle güzel seviyorsun ki, eskiyi hatırlamadığım için kendime çok kızıyorum. Tüm hatıraları istiyorum zihnimde, beni böyle güzel sevmene sebep olan bir şeyler olmalı. Ama ben bilmiyorum, ben o sebepleri bile hatırlamıyorum." Yutkundu Taehyung, gözlerinin yeniden dolması üzerine Seokjin'in göğsüne getirdi. "Üç yıl geçmiş Seokjin, üç yıl boyunca neden unutmadın beni? İki yıl önce, senin elini sıkıp, tanımadığım halde neden bırakmadın beni? Yeniden görmek için neden geldin? Beni böylesine seviyor oluşunun sebebi ne Seokjin?"
Seokjin gülümsedi. Hiç kolay olmamıştı. Şimdi Taehyung bir çırpıda söylerken bunları, yaşadıkları aklında yeniden canlanmıştı. Üç yıl, üç yıl nasıl da geçmişti? Yaşadığı acılara nasıl dayanmıştı? Bunu kendisi bile bilmiyordu. Geceleri hıçkıra hıçkıra ağladığını hatırlıyordu, tüm duygularının bir kenara fırlatıldığını ve etrafta ancak o şekilde dolaşabildiğini hatırlıyordu. Zamanla geçer dediğini hatırlıyordu kendine, fakat zamanın daha çok deştiğini hissediyordu yaralarını. Her günün, bir öncekinden iyi olacağını söylüyordu, fakat yarının dünden daha kötü gittiğini hissediyordu. Belki artık ağlamayı bırakmıştı geceleri, ama tüm duygularını da kaybetmişti. Üç yıl tam olarak kasvet içeriyordu. Boğucu bir hisle kaplı kalbi, en sonunda Taehyung'a yeniden dönünce rahatlamıştı. Taehyung'u ilk öptüğü zaman, nefes alabildiğini hissetmişti. Taehyung'a yıllar sonra sarıldığı zaman, duygularının tümünü yeniden kazandığını hissetmişti. Onsuz olamazdı, onsuz olamayacağı zaten aşikardı. Şimdi eski hatasını tekrarlamayacaktı, bunu bir daha asla yapmayacaktı.
"Seni seviyorum çünkü," Elleriyle çenesinden tuttu ve bakışlarının buluşmasını sağladı. "Çünküsü yok, birini sevmek için bir sebebe ihtiyaç duymazsın Taehyung. Sadece seversin, sevmek istersin ve seversin. Fakat onu sevdiğini anlamana vesile olan şeyler vardır." Gecenin karanlığını aydınlatmaya çalışan sokak lambası Taehyung'un gözlerine vuruyor, parlamasına neden oluyordu. Seokjin, şu an zamanı durdurmak istedi. Öylece durup, ona böyle bakmak ne çok isterdi. "Birini sebepsiz seversin Taehyung, fakat sevdiğini anlayabilmen, kabullenebilmen için ortaya sebepler koyarsın. Sonra ortaya koyduğun her sebep için, ona hissettiğin sevgiyi daha çok büyütürsün."
"Peki," dedi Taehyung, boşta kalan kollarını çekingence sardı Seokjin'in beline. "Senin sebeplerin neler?"
Seokjin'in gülümsemesi büyüdü yüzünde, meraklı gözleri hissediyordu üzerinde.
"Eğer bir gün beni seversen," Elleriyle Taehyung'un alnındaki saçları geriye doğru attı. "Beni sevdiğini söylersen, o zaman bu küçük sırrı öğrenebilirsin."
Taehyung gülümsedi, aslında çok duymak istemişti ama yine de gülümseyerek karşılık verdi.
"Eve gitmeliyim artık." dedi Taehyung, kollarını sardığı bedenden ayırdı. "Çok geç oldu."
"Bırakmak istemiyorum." dedi Seokjin, Taehyung'un şaşkınlıkla büyüyen gözlerini görünce omuz silkti. "Ruh halin çok çabuk değişiyor. Bir gün iyi oluyorsun, diğer gün bakışlarımdan bile kaçıyorsun. Şimdi kaçmıyorken, hiç bırakmak istemiyorum seni ben."
"Özür dilerim." dedi Taehyung, yaptığı tüm dengesiz davranışları aklına geldikçe utanıyordu. "Seni çok yordum."
"Olsun," dedi Seokjin, gülümsemesi yüzünde büyürken, sardığı kolları iyice sıktı. "Geldin ya, tüm yorgunluğumu unutturdu bu bana." Kaşlarını çattı Seokjin, aklına gelen soruyla birlikte. "Sahi, ne oldu kararın değişti? Ne oldu da buraya kadar geldin benimle konuşmak için?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tigers | taejin
Fanfic[Tamamlandı] Zihninin ve kalbinin oynadığı oyunlar mıydı kendine sorduğu soruların cevabı? Yoksa kilitli kapıların arkasına gizlenmiş gerçekler mi vardı?