;sevmek özgürlüktür

1.7K 200 265
                                    

-flashback-

"Taehyung," Seokjin ellerini cebinde yürüyor, bakışlarını ayaklarından çekmiyordu. "Beni sevdiğini nasıl oldu da anladın?"

Bakışlarını ayaklarından çekmedi Seokjin, çekinirdi Taehyung'a baksaydı. Eğer gözleri gözlerine denk gelseydi, sanki anlaşılırdı utandığı.

"Güzel soru," diyerek güldü Taehyung, aynı Seokjin gibi ellerini cebine sokmuş, bakışlarını yanındaki gence dikmişti. "Bunu anlayalı çok oluyor," Gülümsedi, "Ellerin saçlarımı okşadığında."

Seokjin kaşlarını çattı ve gözlerini Taehyung'a getirdi.

"Yedi yaşında mı?" Başını iki yana salladı. "Bu imkansız, o zaman sevginin ne demek olduğunu ne biliyordun ki?"

Taehyung küçük bir kahkaha attı, ardından elini Seokjin'in cebindeki ellerine getirdi.

"Saçlarımı ilk sevgiyle okşadığın zaman," Parmaklarını parmaklarına kilitledi. "Şefkatli dokunuşlarını sevgiye çevirdiğin zaman, o zaman anladım seni sevdiğimi."

Seokjin bakışlarını çekingen bir şekilde kaçırdı, başını ise itiraz eder gibi iki yana sallıyordu.

"Dokunuştan nasıl anlayabilirsin Taehyung? Bu aptallık." Elinde hissettiği sıcak elin çekildiğini hissedince, gözlerini yeniden Taehyung'a çevirdi. Kesinlikle gördüğü yüzde küçük bir kızgınlık vardı. Seokjin Taehyung'un her bakışını tanırdı. "Ne oldu?" diye sordu, "Dokunuş dokunuştur Taehyung, aralarında hiçbir fark yok. Buna inanmamı mı bekliyorsun?"

Taehyung kaşlarını çattı sinirle, dokunuş nasıl anlaşılmazdı? Bir insan arkadaşına dokunduğu gibi dokunur muydu sevdiğine? Seokjin nasıl olur da anlamazdı? Halbuki Taehyung Seokjin'i severken öyle büyük severdi ki, parmak uçlarına bile dökerdi sevgisini. Öyle dökerdi ki, ona her dokunduğunda bıraksın isterdi tenine sevgisini. Gözlerine bile bırakırdı hislerini, ona her baktığında hissetsin diye sevildiğini. Şimdi o hissetmiyor muydu? Fark etmiyor muydu dokunuşlarından, nasıl sevildiğini?

"Sana dokunduğum zaman nasıl hissediyorsun Seokjin?" diye sordu sert çıkan sesiyle, ellerini Seokjin'in kollarından tutarak ceplerinden çıkardı ve ellerini yeniden ellerinden geçirdi. "Tuttuğum zaman ellerini, nasıl hissediyorsun Seokjin?"

Seokjin gözlerini tuttuğu ellere getirdi, o an sadece kalbinin sesini dinledi. Oysa hiç fark etmemişti şimdiye kadar, dokunuşların insana bıraktığı o hissi. Bu da Taehyung'a aşık olmasının ayrı bir sebebiydi, çünkü o her zaman görünmeyen tarafı görür, her zaman fark edilmeyen detayları fark ederdi. Bu Taehyung'u eşsiz kılan şeydi.

"Kalbim," dedi Seokjin, gözleri hala tuttuğu ellerdeydi. "Kalbimde bir sürü kelebek uçuyor gibi," Omuz silkti. "Aslında o kelebekler tüm bedenimi sarmış gibi." Bakışlarını Taehyung'a getirdi. "Sen de böyle mi hissediyorsun?"

Taehyung başını usulca salladı.

"Anladın değil mi dokunuşların ne çok şey anlattığını?" Gülümseyerek yaklaştı Seokjin'e. "Seokjin biliyor musun?" diye mırıldandı, gözleri karşısındaki çekingen gencin yüzünde geziyor, ona aşkla bakıyordu. "Seni dün öptüğümden beri, o öpücüğün bana yetmediğini fark ettim." Biraz daha yaklaştı karşısındaki çekingen çocuğa, Seokjin geriye doğru çekilse de aldırmadı. Ne kadar duvar koyarsa koysun, o duvarları yıkacaktı Taehyung. Seokjin sevgisini haykırana kadar durmayacak, ona sevmenin özgürlük olduğunu öğretene kadar adım atmaktan yorulmayacaktı. Uzanıp bir öpücük kondurdu Seokjin'in dudağına.

tigers | taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin