PROLOG\ ÖNDEĞİŞ
Beğeni garantisi veriyorum, vote garantisi veriyor musun?
Saat şuan 01:41 Okumaya başladığın saat kaç?
Peki gerçekten hazır mısın? Etkilenmeye.
Bu kitap içinize dokunacak. Peki ya sen? Kaç kez uzanıp dokundun birilerinin hislerine?
~
Uzay.
Etrafındaki onlarca kızla ilgilenmeden elindeki bardakla oynuyordu. Temmuz yoktu şu devamlı yanında duran Tunay denilen çocuk vardı erkek olarak. Çok derin düşüncelere daldığı her halinden belliydi zira Heves içeri girince oluşan sessizlik bile dikkatini çekmemişti. Ama dikkatini çekmeye çalışan yanındaki kız elini onun omzuna atınca bedeni kendinden habersiz uyuşuverdi. Öylece dans edenlerin ortasında dikilirken esmer kız diğer elini de bacağına koyup daireler çizmeye başladığında Uzay'ın dikkatini çekmiş, dönüp ona gülümsemişti. Sinirle dişlerini birbirine bastırdı ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. "Hayır." Tekrar o tarafa dönüp sert adımlarla oturdukları koltukların önünde durdu. Kaçmayacaktı. Nasıl Akanaylardan veya arkadaşlarından kaçmadıysa yıllar sonra hissettiği bu kıskançlık duygusundan da kaçmayacaktı.
"Çek elini!" Kız irkilerek kendisine dönünce Uzayda kafasını kaldırıp bakmıştı. Onun o güzel gözlerini oymak istiyordu. Sabah kendisine bok gibi davranıp görmezden gelirken o kıza gülümsemişti. Neden en baştan beri nefret ediyordu ki Hevesten? "Sende kimsin?"
"Sana o elini çek dedim!" İleri atılıp onun kolunu kavradı ve koparırcasına çekti. Onu çöp gibi fırlatırken herkes çok şaşkındı. "Dağılın hadi."
"Ah," Kız bileğini ovaladı, nefretle kendisine baktı. "Sen kimsin ya, bitiririm kızım seni." Onun dediklerine alayla gülerken ayağa kalkan arkadaşları onu çekiştirdiler. "O Heves Akanay ahmak! Susta gidelim." Kızın gözleri büyürken anında sadece Tunay kalmıştı oda gülerek yanında durdu ve keyifle kendisine baktı. "Hoş geldin."
"Hoş buldum." Aslında hiçte hoş bulamamıştı. Öylece kendisini izleyen genç adamla başbaşa kaldılar. Gidip yanına oturdu ve yüzsüz gibi elindeki bardağı alıp içti sonrada masaya fırlattı. "Neden geldin ve terör estirdin kaos?" Kaos. "Burası benimde mekanım." Sinirle mırıldandı Uzay ise kendisini umursamadan kalkıp uzaklaşmaya başladı. "Seninle uğraşamayacağım deli."
"Deli, kaos! Benim bir adım var Uzay Dinçer." Oda peşisıra ayağa fırladığında sinirden başı döndüğü için tökezledi ama pes etmeden toparlanıp onu takip etti. Uzay, eskiden ihtiyarın ama şimdi kendisinin çalıştığı büyük odaya girdiğinde kapıyı kapanmadan tuttu ve kendini içeri attı. Bugün ikiside karşılaştıkları o günde olduğu gibi patlamak üzereydiler. Ama bugüne dek değişen çok şey vardı aralarında. "Neden beni görmezden geldin?"
"Neden gelip kafana göre davranıyorsun?" İkisi sinirle karşı karşıya durduklarında Heves ondan etkilenmemek için uzaklaşmak istedi ama yapamadı. İçi dolup taşıyordu yıllar sonra duygularını içinde tutamaz hale gelmişti. "Ah pardon ya cilveleşmenizi bozdum tabi."
"Ben kimseyle çilveleşmem," dedi Uzay garip ifadeyle kendisini süzerken. "O kız siyah saçlıydı, siyah gözlüydü."
"Bana başka bir kızdan bahsetme!" Masanın üstünde bulduğu kaleme uzanıp duvara fırlattı. "Sert bakmıyordu bana senin gibi ses tonu yoktu. Senin gibi gülümsemiyor, içindeki onca iyiliğe rağmen ben kötüyüm diye bas bas bağırmıyordu. Şimdi anladım kimse sana benzeyemez bende acınası halime güldüm."
"Sana bakmamdan, yanında olmamdan, beni görmekten neden nefret ediyorsun Uzay," Sesi kısılınca kendi kendine fısıldadı. "Benden neden nefret ediyorsun?"
"Senden nefret mi ediyorum," Kocaman bir kahkaha attı. "Kendimden nefret ettim ben bugün. O salak polis çocukla seni yanyana görünce kendimden nefret ettim." Heves durakladı. Ne yani o kızla ikisini yanyana görünce hissettiği yıkılmışlığı odamı hissetmişti. "Beni bu yüzden mi görmezden geldin?"
"Seni görmek için insan yüzü inceler oldum ben! Nasıl başardın ki benim gibi birine bunu yapmayı. Her yerde senin olmandan, döndüğünde beri sadece sen olmaktan bıktım. Bu vurgun benim için çok beklenmedikti Akanay."
"Anlamıyorum," dedi sessizce. "Neden ismimi bile söylemezken her yerde ben oldum." Beyinsiz gibi davranıyordu.
"Çünkü," Sinirle ikiside yüz yüze geldiklerinde kolundan tutup kendisine çekti yaşadıklarıyla hayata artık tutunamayan bedenini. "İsmin bana haram." Dudakları dudaklarına orantısızca değince biranda ona izin verir gibi aralanmak zorunda kalmıştı. Ne olduğunu dahi anlayamadığı o dakikalar hemen geçmiş Uzay hızla uzaklaşmıştı. "Sen-" Devamını getiremedi Heves ve eline de hakim olamadan onu yakasından kavradı.
Dengin benim, dengesizim.
"Uzay..." Gözleri tam siyahlarındayken adını fısıldadı kulağına sessizce. "Adımı söylediğin gün," dedi hafifçe gülümserken. "Sadece sen olacaksın benim için." Tekrar onu kendine çekti ve bu kez kendisi öpmeye başladı. Karşılık verdi genç adamda pervasızca. Bütün o kötü hisler uçup gitti o anda sanki saatler önce ölen o değilmiş gibi can buldu bedeni. Dünya üzerinde sadece o kaldı kendisi için.
Sadece o.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Avcıları| SINIRSIZLAR
Random° "Bir gün eğer ölürsem," Kalbinin huzurla dolduğunu hissetti Uzay. Aslında kolay olan şey ölümdü. Zor olan şey ise sevgiydi. Bu yüzden sevgi için ölmeye hazırdı. "Bu senin elinden olacak." "Bir gün eğer yaşarsam," dedi Heves yüzünü yüzüne yaklaştır...