Multimedya Güven Arıkan
Kitabın kelimelere ihtiyacı var.
Başlıyoruz...
*
»Ben Heves Akanay, genç bir kızım. Yaşadıklarım ruhumun saçlarını beyazlattı ama daha on dokuz yaşımdayım.«
~
Kimse bir saniye sonra ne olacağını kestiremiyordu. Herşey mükemmel giderkerken saniyeler içinde olaylar tepetaklak olabiliyordu. Uzay ortamdan bunalıp balkona çıktığında kendisini biranda böyle bir kaosun içinde bulacağını tahmin etmemişti. Heves kendisini aşşağı bıraktığında da aceleci davrandı. Saniyeler...
Saniyeler o kadar önemli olmuştu, nefes alıp vermek bile daha yavaş gerçekleşti sanki. "Bırak beni." Genç kız trabzaların öbür tarafından kendisine bakarken çaresiz görünüyordu. Onu ilk defa böyle bitmiş görüyordu genç adam. "Asla," Gözlerini birbirlerinden ayırmazken ikisinin aklıda o geceye gitti. "Seni asla bırakmam." Böyle demişti genç kızda. Zaten o zaman gerçek benliklerini görmemişler miydi birbirlerinin.
"Heves," Güven de gelip kendisinin tuttuğu kolu çekti telaş içinde. "Allahım, kafayı yiycem napıyorsun sen böyle." Onu tutmuştu Uzay. O gözünü bile kapamadan atlarken son anda onu tutmuştu. Herşey güzeldi de ya yetişemeseydi.
"Ölmek mi istiyordun Heves!" Temmuz da onu çekmelerine yardım ederken bağırıyordu. Herkes sıkı sıkıya tutmuştu Hevesi, tutunmuşlardı ona. "Aslında planım tam olarak o değildi. Ben değil ruhum intihar etti." Tüm ellerden kurtulup geri çekildi. Genç adam damarlarında hızla gezinen kanı santim santim hissediyordu. Adranalin ve korku kendisinin başını döndürmüştü. Ölebilme ihtimali çok korkutmuştu Uzayı. "Planın neydi?"
"Bak güzelim sakin ol ta-" Heves Ebrar'a uzandığı sırada elini sertçe ittirdi ve akan tek damla göz yaşını hızla sildi. "Sakin filan olamam!" O bağırırken Efehan gelip onu sakinleştirmek için sarıldı. Temmuzsa onlara doğru bir adım atacakken kolunu tuttu ve durdurdu Uzay. Ebrardan hoşlandığını biliyordu zaten bunu anlaması zor olmamıştı. Bu büyük değişikli kolayca fark edecek kadar iyi tanıyordu onu. "Hepimiz sakin olalım," Efehan Ebrardan uzaklaştı ve kıpırdamadan duran Hevesi işaret etti. "Eminim Heves'in mantıklı bir açıklaması vardır." Davet halen sürüyordu ve Yavuz Akanay'ın hepsinin birden yok olmalarını anlaması çok sürmezdi.
"Be-ben," Heves sol elini kaldırıp alnını tuttu. Elbisesinin eteklerinin yeri süpürmesini önemsemeden gezinmeye başladığında hepsinin gözü üzerindeydi. Uzay onun mimiklerini dikkatle incelerken yalanını kaçırmamayı umdu. "Biliyorsunuz, kafasal sorunlarım var." Kendisine bakarken ona 'deli' demesinin aklına geldiğini biliyordu. Ama genç adam onun ne kadar aklı başındayken yaptığını biliyordu. Bundan emindi. "Biran da bunaldım, kendimi kontrol edemedim." Heves elindeki telefonu sıkarken gözlerini kısarak devamlı telefona baktığında gerildiğini aklına getirdi. Uzaklaşıveriyordu o telefonda her ne görüyorsa gerçek dünyadan.
"Peki ya Uzay seni tutmasaydı?" Güven ilerleyip tam önünde durdu genç kızın. Kaçıncı katta olduklarının bir önemi yoktu aslında eğer burdan atlasaydı hiçbir şey Heves için aynı kalmayacaktı. "O zaman..."
"Ölürdün." Kendisinin mırıldanmasını hepsi duymuştu. Genç kızda irkilerek Uzay'a dönerken ortamı uzun bir sessizlik kapladı. "Bizi hiç düşünmedin demi," Temmuz gidip kuzenini sertçe omzundan ittirdi. Heves bir iki adım gerilemek zorunda kalmıştı. "Tıpkı burda işin bittiğinde yine giderken düşünmeyeceğin gibi." Herkes verdiği tepkide sonuna kadar haklıydı. Uzayda bağırıp çağırmak isterdi ama bu mesele kendi meselesi değil. Net kurallarının net çizgileri vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Avcıları| SINIRSIZLAR
Diversos° "Bir gün eğer ölürsem," Kalbinin huzurla dolduğunu hissetti Uzay. Aslında kolay olan şey ölümdü. Zor olan şey ise sevgiydi. Bu yüzden sevgi için ölmeye hazırdı. "Bu senin elinden olacak." "Bir gün eğer yaşarsam," dedi Heves yüzünü yüzüne yaklaştır...