Multimedya Güven Arıkan.
Merhabalar.
Vote/yorum/önerme/paylaşma lütfen olsun. Teşekkürler.
İyi okumalar.
*
»Hadi ama Heves Akanay somurtmak için fazla güzelsin.«~
Geçmiş bir bir karşısına çıkıyordu. İyisiyle kötüsüyle çıkıyordu işte. Peki ya karşısındaki genç adam? Nasıl gelmişti Hevese. İyisiyle mi, kötüsüyle mi?
"Yıllar oldu demi?"
Heves kendisine sorulan soruya cevap vermek yerine omuz silkti. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Üçünün yaşadıkları aklına geldikçe sevinsemi üzelsemi bilemiyordu. Geçmiş üstü tozla kaplı bir yoldu ve bu üçlü koşarak ilerlemeye çalışıyorlardı ama tekrar yan yana gelmeleri yanlıştı. Bu bir yıkım olurdu.
"Senin burda ne işin var Güven?" Genç adam dişlerini göstererek sırıttı. Kesinlikle onu ve Ebrar'ı çok özlemişti. İçinde kabarıp kalkan bu şeyi böyle adlandırdı. "Biliyor musun hep," durakladı ve Heves'e bir adım daha yaklaştı "Birgün karşılaşacağımıza inandım. Ebrarı da bulacağız herşey eskisi gib-"
"Neyden bahsediyorsun sen ya!?" Sözünü kesen sert ve duygusuz ses karşısında irkildi genç adam. Bu değişen Hevesti. "Ben-"
"Sen ne!" Sinirle kaşlarını kaldırdı kendine hakim olması gerektiğini belki bininci kez hatırlatan Heves "Yıllar geçmemiş gibi her gece tam on ikide buluşup yıldızları mı seyredeceğiz? Bana bir baksana o küçük kızdan eser kalmış mı?" Güven yutkundu ve sessizce ona süzdü. Bir çelik gibi sert bakışlar işinin zor olduğunu en büyük göstergesiydi ama pes etmedi. "Yıldızları izlerdik geceleri. Üçlü takım yıldızının gökyüzüne yansımamız olduğunu düşünürdük. Bizdik o üç yıldız."
"Hayır," Alayla gülüp o günleri hatırlamamak için büyük bir uğraş verdi kendince. "Değildik. Takım yıldızları hiç ayrılmazlar. Uzayda patladıklarında bile birlikte patlarlar. Biz ise dört bir yana dağıldık. Yıldızlardan biri olmazsa takım bozulur birbirlerine ihtiyaçları vardır. Ama benim size ihtiyacım yok!" Genç adamdan daha çok kendine hatırlattı bu sözleri ama belkide şimdiye kadar ihtiyaç duyduğu tek şeydi dostları. Almanyaya gitmek zorunda kalmazdı hepsi birlikte yaşarlardı ve Heves o gece o adamı bıçaklamak zorunda da kalmazdı. Belki şuan tek dertleri üniversite sınavı olurdu. Normal bir insan gibi yaşamak için herşeyini feda ederdi. Herşeyini.
"Yıllarca," diye söze girdi Güven yutkunup boğazındaki yumruyu derinlere indirmeye çalışırken. "Her köşede sizi aradım. Belki serseri kız şurdan çıkıverir bağırır çağırır ama sonunda tekrar birleşiriz diye Umut ettim. Yara aldığımda başıma kötü bişey geldiğinde Ebrar telaşla yanıma gelir önce kızar sonra yaralarımı sarar diye bekledim. Yaklaşık bir yıl oluyor..."
"Ne?" Yumduğu gözlerini açıp üzgünce genç adama baktı. Başkalarını bulmuştur sanıyordu. Güven ise başkarında bile bu iki genç kızı aramıştı. "Beklemeyi bırakalı. Umudumu kesmiştim ama ayaklarının dibinde bitiverdim işte." Heves o geceyi anımsayınca gülümsememek için kendini zor tuttu. Neyse ki ruh hali ona fazlasıyla yardımcı oluyordu.
"Çok değişmişsin seni tanıyamadım ama sen sensin işte. Heves Umut Akanay. Bir dünya markası," Kocaman bir kahkaha attı ve genç kızın ters bakışlarına karşın "Fark ettim bu senin ikinci ismin kadar gereksizdi." Heves ikinci isminden neredeyse nefrer ediyordu. Alışık değildi kimse zaten o isme. "Çok uzamışsın, bu kadar değişeceğinide tahmin etmezdim."
"Ee haliyle," dedi elleriyle uzun siyah saçlarını dibinden tutup çekiştirirken Heves, "Yıllar oldu."
"Ortamdan hep bunaldığında da saç diplerini çekiştirirdin. Sen ve Ebrarla ilgili hiç birşeyi unutmadım. Bizim için yaptığın onca fedakarlık sana sadakat olarak geri dönecek. Yemin ederim sana artık bir saniye bile yalnız kalmayacaksın." Güven gözlerinden parıltılar saçıyordu. Onda da eksik olan birşeyler vardı ama kolayca saklamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Avcıları| SINIRSIZLAR
De Todo° "Bir gün eğer ölürsem," Kalbinin huzurla dolduğunu hissetti Uzay. Aslında kolay olan şey ölümdü. Zor olan şey ise sevgiydi. Bu yüzden sevgi için ölmeye hazırdı. "Bu senin elinden olacak." "Bir gün eğer yaşarsam," dedi Heves yüzünü yüzüne yaklaştır...