"Ben de Carmen, memnun oldum Madison." Madison gülümseyip elimi bıraktı ve kapıya yöneldi. Çıkmadan önce bana gülümsedi.
"Sonra görüşürüz, Carmen." Tuvaletten çıkacağı sırada kolundan tuttum. Şaşkınca bana bakmaya başladı. Hafifçe gülümsedim ve Madison'un kolunu bırakıp devam ettim.
"Neden benimle bahçeye gelmiyorsun? Hem bu arada daha iyi tanışabiliriz. Belki arkadaş oluruz? Ne dersin?" Madison heyecanla bana bakıp gözlerini kırpıştırdığında kıkırdadım ve koluna girdim. Tuvaletten çıkıp koridorda yürümeye başladığımızda, birkaç öğrencinin bakışları bize dönmüştü. Göz devirdim.
"Hep böyle bakıyorlar, Madison. Alıştım ben." Madison kafasını salladığında bahçeye çıkmıştık. Meşe ağacının altında oturan Shawn'a bakıp gülümsedim, sonra meşe ağacına doğru ilerlemeye başladım. Shawn'ın yanına geldiğimizde durdum, Shawn kafasını telefonundan kaldırıp bana baktı. Yüzüne hemen bir gülümseme hakim olmuştu.
"Çok sıkılmıştım! Sonunda gelebildin." Gülerek yere oturduğumda, Madison da yanıma oturdu. Madison etrafı izlemeye başlarken Shawn'a döndüm ve fısıldadım.
"Niye sıkıldın ki? Sadece 5 dakikalığına tuvalete gidip gelmiştim." Alt dudağını ağzının içinde yuvarlayıp gülümsedi ve hafifçe omuz silkti. Kıkırdadım, sonra etrafı izleyen Madison'a dönüp devam ettim.
"Madison, bu Shawn. Shawn, bu Madison." Shawn elini uzatıp gülümsedi. Madison gülümseyip Shawn'a döndü, fakat sonra gözlerini heyecanla açtı. Kaşlarımı çattım. Madison'un bu halini fark eden Shawn, uzattığı elini yavaşça geri çekti ve kaşlarını kaldırdı. Bu sırada Madison, heyecanla konuşmaya başlamıştı. Gözlerimi kıstım.
"Shawn mı? Mendes olan mı? Shawn, ben senin hayranınım. Sen okuldaki bütün o iftiralara ve açıkladığın gerçeklerin yalan sayılmasına rağmen çok güçlü durdun." Duyduğum şeylerle Shawn'a döndüm. Açıkladığı gerçekler? Atılan iftiralar?
Benim ona baktığımı fark eden Shawn, uzattığı elini ensesine koydu ve kaşıdı. Zorlukla gülümsedi, anlaşılan ona attığım baskıcı bakışların etkisinde kalıyordu.
"Uhm... Şey, evet. Yani. Denebilir. Sanırım. Bilmiyorum. Belki." Birden ortaya attığı laf salatasından dolayı kafası karışan Madison, afallamıştı. Fakat sonra kendine gelip gülümsedi ve kafasını salladı. Madison'a gülümsedim, sonra tekrar Shawn'a sinirle baktım. Gözlerini benden kaçırıyordu.
"Eh, şey, siz sadece oturuyor musunuz?" Madison'ın sesini duymamla gözlerimi Shawn'dan çektim ve Madison'a çevirdim.
"Oturuyor musunuz derken?" Madison gülümseyip omuz silktiğinde kıkırdadım.
"Evet, oturuyoruz. Yani, bazen kavga da edebiliyoruz ama, oturuyoruz." Madison kafasını sallayıp meşe ağacına yaslanınca, onun gibi ben de meşe ağacına yaslandım ve Shawn'a döndüm. Bana bakıp tebessüm edince, istemsizce gülümsedim. Tek bir gülümsemesiyle ona karşı olan sinirim ve aklımdaki sorular uçmayı başarıyordu.
"Hey, Aaron!" Madison bağırınca kafamı ona çevirdim. Karşısındaki çocuğa bakıp el salladığında, çocuk da ona el salladı. Madison sonra bana döndü, gülümsedim.
"Şey, Aaron beni bekliyor Carmen. Gitsem sıkıntı olur mu?" Madison'ın omzundan ittirdiğimde, gülümseyip ayağa kalktı. Üstünü silkelerken şakayla karışık bağırdım.
"Arkadaşlar beklemez, Mads!" Madison gülerek uzaklaştığında, arkasından onu izledim. Aaron'ın yanına geldiğinde Aaron onun yanağından öptü ve birbirlerine sarıldılar. Yürümeye başladılar, bir anda Madison kafasını geriye attı ve bana el salladı. Gülümseyip ona karşılık verdiğimde, kısa bir süre sonra gözden kayboldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gay || mendes
FanfictionShawn Mendes, okulda 'gay' damgası yemiş bir çocuktu. Carmen Jones ise, onun kurtarıcı meleği olacaktı. • 11.10.2018 | mendes fanfiction yourself × shawnmendes (kitabın adı gay diye boy×boy sanmayın, boy×boy değildir.)