Derin bir nefes aldım ve yanımda oturan Maggie'ye sıkıca sarıldım. Siyah saçlarını okşamaya başladığımda sıkıntılı bir nefes verdi, sonra sessizce ağlamaya başlamıştı.
"Şşh, tamam. O sağ salim oradan çıkacak." Maggie, kafasını salladığında yutkundum.
Milena'nın donör olduğunu öğrendiğimiz zaman, hepimiz şoka uğramıştık. Doktor, Milena'nın beyin ölümünün gerçekleştiği anda hemen bize yetiştirdiğini söylemişti.
Milena, bizi yalnız bırakmıştı.
Ameliyathanenin kapısı açılınca hepimiz oraya baktık. Hepimiz endişeyle doktorun önünde durduk. Doktor, mavi maskesini çıkarttı ve zaferle gülümsemeye başladı.
"Nakil başarıyla tamamlandı." Rahatça bir nefes verdim ve Maggie'ye baktım. Maggie, ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı.
"Tanrım." Maggie, hemen yanında duran Carter'a sarılırken gözlerim neşeyle doldu.
"Kurtuldu." Gülümsedim ve yan tarafımda duran Shawn'a sıkıca sarıldım. Koca elleri belimi bulurken, 6 ay sonra ihtiyacım olan şeyin aslında bu olduğunu fark etmiştim.
"Maggie hanım, lütfen odanıza gidip rahat
bir şekilde dinlenin. Kızınızı hazırlarız ve getiririz." Bunu duyunca Shawn'a sımsıkı sarılmayı bırakıp Maggie'ye baktım. Sırıttı."Tamam, sizi bekleyeceğim." Maggie bana bakınca gülümsedim. Kısa bir süre sonra hepimiz Maggie'nin odasına geri gelmiştik.
"Tanrı'ya şükürler olsun." Maggie yatağına geri oturup mırıldandığında gülümsedim.
"Onlar bizi yalnız bıraktılar ama umarım mutlulardır." Madison gözlerini kapatıp konuştuğunda odadaki koltuğa oturdum. Shawn da yanıma otururken yutkundum.
"Maggie hanım?" İçeriye giren hemşireyle birlikte gözlerimiz onu buldu. Kucağında yatan minik bebeği görmemle kıkırdadım.
"Aman Tanrım." Hemşire, gülümseyerek içeriye geldi ve bebeğini Maggie'ye verdi. Hemşire çıkıp gittiğinde Maggie, bebeğine sımsıkı sarıldı ve güldü. Burnumu çektim.
"Merhaba." Maggie, gülümsediğinde ufak ellerin işaret parmağını tuttuğunu idrak etmem uzun sürmemişti. Kalbim erimişti.
"Annen seni çok seviyor." Maggie, bebeğini öptüğünde gözlerimi odada dolaştırmıştım. Gözleri dolmuş bir şekilde izleyen Carter'ı gördüğümde dikkat için hafifçe öksürdüm.
"Ne?" Maggie, bana bakıp kaşlarını öylece kaldırınca göz ucuyla Carter'ı gösterdim. Maggie, Carter'a baktı. Sonra gülümsedi.
"Onu sevmek ister misin, Carter?" Maggie, böyle diyince Carter bir anda dikleşmişti.
"İzin veriyor musun?" Maggie bıkkınca bir nefes verip gözlerini devirdi ve devam etti.
"Aptal olma. Bu çocuğu mitoz bölünmeyle kendim yapmadım. Her ne kadar genlerini istemesem senin genlerin bu çocukta var." Carter bunu duyunca gözlerini hızla sildi.
"Teşekkür ederim." Carter, Maggie'nin sağ tarafına ilerlerken ayağı takılınca kendime engel olamadan küçük bir kahkaha attım. Herkes kıkırdarken Carter dikleşip güldü.
"Ne sakarım." Maggie, yana kayarak Carter'a yer açınca Carter, yavaşça sedyeye oturdu.
"Sen çok güzelsin." Carter, bebeğini sevme işlemine başlarken bir elimi sağ yanağıma koyup arkama yaslandım ve yutkundum.
Sanırım anne olmak güzel bir duyguydu.
"Şimdi ben teyze mi oldum? Evet, teyzesi oldum!" Taylor neşeyle bağırarak ellerini birbirine çarpınca gülümsedim. Kızarmış gözlerine rağmen o, gülümseyebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gay || mendes
FanficShawn Mendes, okulda 'gay' damgası yemiş bir çocuktu. Carmen Jones ise, onun kurtarıcı meleği olacaktı. • 11.10.2018 | mendes fanfiction yourself × shawnmendes (kitabın adı gay diye boy×boy sanmayın, boy×boy değildir.)