gay || mendes

nine • 'new students...?'

Kalabalık okuldan çıkıp tekrar bahçeye geldiğimizde, sakin bir yere yöneldik. Boş bir bank bulan Madison oturduğunda, yanına oturdum. Birkaç saniye sonra Shawn yanıma oturdu. Kafamı ona çevirip inceledim.

Kafasını geriye attı, bu sayede dalgalı saçları da geriye düşmüştü. Yaşından dolayı belirginleşen adem elması, yutkunmasıyla beraber hareket etmişti. Yüzüne vuran güneş ışığından dolayı gözlerini kısmıştı, elleri ise ceketinin cebindeydi. Ağzı hafif aralıktı.

Shawn'ın suratına yaklaşıp konuşmaya başladığımda, Shawn kafasını kaldırıp gözlerimizi birleştirdi. Hafifçe sırıttım.

"Böyle havalı hareketler yapmamalısın, yoksa bütün okul eşcinsel olabilir." Paha biçilemez bir ifadeyle bana bakmaya başladığında, omuz silktim ve önüme döndüm. Onunla dalga geçiyordum.

"Eşcinsel olduğunu görmek istemem, emin ol." Shawn'ın nefesini kulağımda hissettiğimde kafamı ona çevirdim. Olduğu yerde durdu, geri çekilmedi. Yutkundum.

Burun burunaydık.

Zorla gülümsemeye çalıştım. Gözlerini aşağıya doğru indirip gülümsediğinde, ilk defa, yapmadığım bir şeyi istemsizce yaptım.

Gözlerim, dolgun dudaklarına kaydı.

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Derin bir nefes alıp, aldığım nefesi tuttum ve gözlerimi tekrar gözlerine çıkardım. Geri çekilip kafasını iki yana salladı ve derin bir nefes aldı. Tuttuğum nefesimi bırakıp Madison'a göz ucuyla baktım, telefonuyla uğraşıyordu.

"5 dakika sonra ilk İspanyolca dersimiz başlıyor." Madison'a gülümseyip kafamı salladığımda, tebessüm etti ve etrafına bakmaya başladı. Etrafımı incelemeye başladım. Bahçe kalabalık duruyordu.

"Kalkın, gidelim. Babam sinirli birisidir. Kızabilir." Madison ayağa kalktığında biz de ayaklandık. Okula doğru yürümeye başladığımızda, Shawn'a baktım. Yere doğru eğdiği kafasını kaldırıp bana baktığında, utançla tebessüm ettim. Gülümseyip yaklaştı.

"Ne? Ne var?" Kıkırdayıp Shawn'ın koluna girdiğimde, elini omzuma atıp hafifçe okşadı. Okula girince adımlarımızı hızlandırdık, kısa bir süre sonra İspanyolca sınıfındaydık. Kalabalıktı ve gürültülüydü. Gözlerimi kısarak sınıfı incelemeye başladım.

"Sanırım okulun yarısı İspanyol." Madison'ın sesli düşüncesini duyduğumda, güldüm. Kıkırdayıp birkaç adım attı ve orta sıralarda bir yere çantasını fırlattı. Sırasına oturup, sırtını kalorifere yasladı ve gülümsedi.

Arkasındaki sıraya oturdum, bu sırada ayakta dikilmeye devam eden Shawn'ı gördüm. Kolundan tutup yanıma çektiğimde, çantasını çıkarıp sıranın üstüne koydu ve arkasına yaslandı. Ellerini, kapişonlusunun cebine sokup derin bir nefes verdi ve etrafını izlemeye başladı. Bu haline gülümsedim.

"Herkes yerine otursun!" Bizden bağımsız bir yetişkin sesi duyulduğunda, herkes yerine oturdu. Madison'a baktım, ayakta dikilen adama el sallayıp gülümsedi. Adam da ona gülümseyip el salladı, fakat sonra hemen ciddi tavrını takındı. Bağırmaya başladı.

"İspanyolca sınıfına katılım çok fazla olduğu için iki sınıfa ayırmaya karar verdik! Sıralara oturmayıp ayakta kalanlar, lütfen karşı sınıfa geçiniz!" Ayakta kalan öğrenciler söylenerek sınıftan çıkmaya başladığında, sınıfa göz attım. Arkada iki sıra boş kalmıştı.

"Pekâlâ, böyle daha iyiyiz." Adam, elindeki kağıdı öğretmenler masasına koyup derin bir nefes aldı ve sınıfa bakmaya başladı.

*Vamos a empezar nuestra lección." Adam arkasını dönüp tahtaya bir şeyler yazmaya başladığında, şaşkınca Shawn'a baktım. Gözlerini kısmış, adama bakıyordu. Benim ona baktığımı fark edince gözlerini tahtadan ayırmadan yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.