two • 'sushi lesson with shawn.'

3.7K 187 241
                                    

Shawn'ın gözlerinin içine bakarken tebessüm etmeyi ihmal etmedim. Hâlâ birleşik olan ellerimiz bir yana dursun, gerçekten çok derin bakan gözleri vardı. Kahvenin derin tonu, anlamlı bakan gözleriyle birleşiyordu.

İstemeyerek de olsa ellerimi geri çektiğimde irkilmişti. Kendine gelip kafasını iki yana salladı, sonra boğazını hafifçe temizleyip tebessüm etti. Etrafına bakmaya başlayınca ben de ona uydum ve etrafımı inceledim. Yanımızdan geçen son sınıf öğrencilerine baktım, hepsi bizi görünce şaşkınlığını gizlemeyerek meraklı bir tepki veriyorlardı.

"Açıkta bir yerimizi mi gördün, niye bakıyorsun öyle?" Yanımdan geçen çocuğa bağırdığımda adımlarını hızlandırdı ve gözden kayboldu. Gözlerimi devirip Shawn'a döndüm, gülümseyerek devam etti.

"Yemek sırası azalmıştır. Yemek alalım istersen?" Kafamı sallayıp çantamı omzuma aldım, benden önce ayağa kalkan Shawn ellerini bana uzatınca tebessüm ettim.

Ellerinden tuttum, beni kaldırınca dengemi sağlayabileceğimi düşünmüştüm. Ani hareketimden dolayı dönen başım, sendelememe ve etrafı bulanık görmeme sebep olmuştu. Düşmemek için yakınımda olan ilk şeye, yani Shawn'ın kollarına tutundum. Gözlerimi kapatıp kendime geldim, gözlerimi açtığımda dibimde bir Shawn Mendes görmeyi beklemiyordum.

Gözlerimi kırpıştırdım, Shawn bana şaşkınca bakıyordu. Şaşkınlığımı yüzümden silmeye çalışarak gülümsemeye başladım, Shawn ise bana şaşkınca bakmaya devam ediyordu.

"Shawn Mendes, beni bıraksan da artık kafeteryaya yürüsek?" Kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı ve beni bıraktı. Kollarından ellerimi çektim ve omzumdaki çantayı düzeltip gülümsemeye devam ettim. Aslında o beni tutmuyordu, ben ona tutunuyordum. Yani kendimi, benim bırakmam gerekiyordu. Ama, çocuğa 'sal da gidelim' diyen de bendim. Sanırım ben bir geri zekâlıyım.

Yürümeye başladığımızda gözlerimi yumup kendime küfrettim. Düşmek istemediğim için yumdığum gözlerimi açtım ve Shawn'a baktım. Yerdeki çimenlere ayağıyla vurarak yürüyordu. Elleri cebinde, çantası omzunda duruyordu. Onun bu haline gözlerimi kıstım.

"Hey, Shawn. Yemek yiyeceğiz, asmasana suratını! Yemek! Dünya'nın en güzel şeyi resmen, YEMEK!" Ellerimi birbirine çarptığımda kafasını kaldırıp kıkırdadı.

"Haklısın Carmen. Yemek, dünyanın en güzel şeyi olabilir." Baş parmaklarımı havaya kaldırıp göz kırptım. Sağ omzuna hafifçe vurdum, bana gülümseyince etrafımda bulunan kalabalığı umursamadan kollarımı havaya kaldırdım ve bacaklarımı iki yana açıp bağırdım. Gülmeyi kesip bana baktı.

"Saat kaç?! Öğle arası olmalı!" Olduğum yerde zıplayıp eski durumuma geldim ve yürümeye devam ettim. Bana bakan öğrencilerden sıkılmıştım. Tek işleri bakmaktı. Onlara dönüp bağırdım.

"Öküzün trene baktığı gibi bakın siz de! Eğlenmeyi bilmeyen ruhsuz makineler." Sonunda kafeteryaya girebildiğimizde yemek sırasına yöneldik. Yanımda durup etrafa bakan Shawn'a bir bakış atıp iki tepsi aldım. Tepsinin birini Shawn'ın karnına koydum, kafasını karnına çevirince yutkundum.

Oha, karın kası mı lan onlar Mendes?

"Tepsini al Shawn." Ellerini, ellerimin üstüne koyup tepsisini aldı. Tepsimle birlikte ilerledim, önüme gelen patates topları dolu tabağı tepsime koydum. Yemek veren kadına gülümseyip teşekkür ettiğimde, o da gülümsedi. Önümde duran ekmek poşetinden bir ekmek aldım, Shawn'ın tepsisine ekmek koyacağım sırada duyduğum sesle olduğum yerde durup Shawn'a baktım. Gözlerini kapatmış, derin soluklar alıp veriyordu.

"Leydi Mendes'in yeni bir sevgilisi olmuş! Ama kız, gençler! Üzülmek için vaktimiz var maalesef!" Shawn tepsisini olduğu yere bırakıp çantasını omzundan attı. Elini omzuna koyduğumda önce elime, sonra yüzüme baktı. Dişlerini sıkıp arkasını döndü.

gay || mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin