seventy five • 'photoshoot for vogue.'

623 49 80
                                    

Madonna - Vogue

Alessia Cara - Scars To Your Beautiful

×

Gözlerime vuran güneş ışığıyla birlikte zar zor uyanırken sağ tarafa döndüm. Yatağın boş tarafı gülümsememe sebep olduğunda aklıma birden dün gece yaşadığım gelmişti.

Shawn evime gelmişti, onunla tartışmıştım. Sonra aldığı çiçeklerle ona saldırmıştım. O sırada başım dönmüştü, Shawn beni odaya kadar taşımıştı. Bana en sevdiğim o şarkıyı söylemişti, ben ise ona Peter Pan demiştim.

Utançla yüzümü yastığa gömdüm. Ellerimi kafama vururken ne kadar büyük bir hata yaptığımı anlamıştım. Ona Peter Pan diyip ümitlerini beslemiştim, resmen affetmiştim.

Telefonumun titremesi beni düşüncelerim arasından kurtarırken telefonuma baktım.
Hatırlatıcım bana bugün önemli bir şeyler olduğunu hatırlatıyordu. Gözlerimi kıstım.

Bugün önemli ne vardı ki?

Shane'nin doğum günü olamazdı çünkü o Temmuz'daydı, daha birkaç ay vardı. Özel kargom gelmiş olsaydı Madison beni kesin uyandırırdı, bu saate kadar yatırmazdı. O zaman bu kadar önemli olan şey neydi ki?

En sonunda pes ettim ve yataktan kalktım. Banyoya girerek kişisel işlerimi hallettikten sonra yatağımı topladım. Üstüme bir tişört
ve kot giyip adımlarımı mutfağa yönelttim.

"Jack, Carmen'i bekle! Beklesene!" Mutfak kapısına yaslandım ve gülümsedim. Jack, elindeki ekmeği ağzına doğru götürmeye çalışırken Madison, engellemek istiyordu.

"Bırak yesin, Mads. Geldim zaten." Sesimi duyan Madison, bana bakınca Jack eline aldığı ekmeği ağzına tıktı. Bir bardak alıp içine ılık suyu doldurdum ve biraz içtim.

"Carmen, bugün Vogue için çekimin vardı. Unutmadın, değil mi?" İçtiğim su boğazımı işgal ederken bardağı kenara bıraktım ve öksürmeye başladım. Önemli olan buydu.

"Unutmadım." Nefesimi zar zor durdurup böyle dediğimde Madison gülümsedi. Onu umursamadım ve masaya oturdum. Klişe kahvaltımız, her zamanki gibi, başlamıştı.

"Jack, Carmen'i çekime bıraktıktan sonra seninle bir şeyler yapalım mı?" Madison cümlesini bitirdiğinde Jack gülümsemişti.

"Seni sinemaya götürebilirim?" Madison'ın gülümsemesi yüzünde büyürken Jack göz kırpmıştı. Onlara gülümsedim ve önümde duran zeytini ağzıma attım.

"Carmen, neden sadece zeytin yiyorsun?" Madison böyle diyince tabağıma baktım. Gerçekten, sadece zeytin çekirdeği vardı.

"Madison, ben pek aç d-" Cümleme devam edemeden kapı çaldı. Cümlem kesildiğinde merakla Madison'a baktım. Omuz silkti ve Jack'le konuşmaya başladı. Ayağa kalktım.

Anlaşılan kapıyı ben açacaktım.

Girişe gelince kapıyı açtım. Etrafta kimse yoktu. Kaşlarımı çatarak etrafıma baktım, kapıyı kapatacağım sırada yerde bir kutu gördüm. Gözlerimi kısarak kutuya baktım.

Üstümde 'Carmen Jones' yazıyordu.

Derin bir nefes aldım ve önümdeki kutuya baktım. Etrafta kimse olmadığı kanaatine vardıktan sonra kutuyu elime alıp kapımı kapattım. İçimde gereksiz bir merak vardı.

"Jacky, masayı toplamama yardım etsene!" Madison'ın ilgisi Jack'in üzerindeyken bu
anı fırsat bildim ve kutuyla beraber hızla odama çıktım. Gerçekten merak etmiştim.

gay || mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin