"Bugün planımı uygulayacağız. Hepimiz çok eğleneceğiz." Taylor elindeki salatalığı ağzına atıp çiğnediğinde Nash gözlerini devirerek devam etti. Ağzıma bir parça ekmek attım.
"İyi ki güzel bir plan buldun. 3 ay bununla övünürsün şimdi." Taylor umursamaz bir tavırla kafasını sallayınca Johnson kahkaha atmaya başladı. Onun bu haline güldüm.
"Herhâlde mavişim, yoksa Taylor Caniff olamam ki." Nash elini kaldırınca Taylor beklemeden beşlik çaktı. Gülümsedim.
"Gece kaç gibi çıkıyoruz?" Taylor ellerini birbirine çarptı, sonra suyundan bir yudum aldı. Karşımda oturmuş telefonuyla ilgilenen Katherine'e tabağımdaki zeytini fırlattım.
"01.30, 02.00 gibi. Herkes geliyor mu ama?" Herkesten onaylayan mırıltılar çıkınca Katherine telefonu kapatıp masaya koydu.
"Ben yokum. Taylor'ın çocukça oyununa burnumu sokamam." Cameron masadan kalkıp böyle dediğinde Taylor gözlerini devirdi ve alayla bağırarak devam etti.
"Dedi, Taylor'ın gecelere akma fikrine destek çıkan ağır abi!" Cameron sinirle Taylor'a baktığında gözlerimi açtım. Elindeki tabağı lavaboya bıraktı, sonra bağırmaya başladı.
"Ağır abi olabilirim, ama unutma. İstemeden girdiğin bok çukurundan yine seni kurtaran benim." Taylor sessiz kalma hakkını kullanıp susunca Cameron omuz silkti ve mutfaktan çıktı. Cameron gidince Taylor devam etti.
"Takmayın. Genelde grubumuzun ağır abisi, bizi korumaya çalışıyor." Hafifçe kafamı salladım. Muffinden bir ısırık aldım.
"Birkaç torpil ve kibrit, hepimize birer çift eldiven lazım. Ayrıca deri ceket olmazsa olmaz. Siyah olmak zorunda." Şaşkınca Taylor'a baktığımızda arkasına yaslandı.
"Gecenin ortasında gizli göreve gideceğiz. Gidip de fosforlu şeyler giyinmeyin." Nash kafasını salladığında su içmeye başladım.
"Shawn, senin caddenin ismi ne?" Johnson, yanımda oturan Shawn'a seslendiğinde göz ucuyla onlara baktım. Shawn üstünü silkip devam etti.
"Frank." Gözlerimi açtığımda Shawn'la göz göze gelmiştim. Bana bakıp gülümsedi ve elini bardak tutan elimin üstüne koydu. Bakışlarını tekrar Johnson'a çevirdi.
"Ne yani, Frank isimli bir caddede mi oturuyorsun?" Shawn sırıtmaya başlamıştı.
"Sen benim adresimi mi sormuştun?"
İçtiğim su boğazıma kaçınca öksürmeye başladım. Öksürürken ağzımdan dışarıya kaçan birkaç su damlası, karşımda yan yana oturmuş olan Katherine ve Nash'in suratına geliyordu. İkisi de bana sinirli bakıyordu.
"Ne?" Johnson böyle dediğinde Shawn kahkaha atmaya başladı. Masadaki çoğu kişi Shawn'a 'kafayı yemiş' bakışları atıyordu.
Ama ben inceyi anlamıştım.
"Hayır ya!" Shawn elindeki bardağı masaya koyunca Taylor sinirle birden bağırmıştı.
"Oha Shawn, oha!" Jack böyle dediğinde diğerleri de anlamıştı. Shawn'a baktım, kolunu omzuma atıp gülmeye devam etti.
"İğrençsin abi." Aaliyah böyle dediğinde Skylar ve Matthew aynı anda kafalarını salladılar. Erkekler masadan kalkıp salona geçtiklerinde masayı hızlıca topladık.
Kızlar salona geçtiklerinde mutfakta tek başıma kalmıştım. Bunu umursamadım ve dolaptan bir bardak çıkardım. Sürahiden su doldurdum, bir yudum alacağım sırada ensemde hissettiğim nefesle vaz geçtim.
"Bebeğim?" Shawn'ın hırıltıyla karışık sesini duyduğumda bardağı tezgaha bıraktım. Burnunu kafama yasladı ve derin bir nefes aldı. Gözlerimi kapatıp devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gay || mendes
FanfictionShawn Mendes, okulda 'gay' damgası yemiş bir çocuktu. Carmen Jones ise, onun kurtarıcı meleği olacaktı. • 11.10.2018 | mendes fanfiction yourself × shawnmendes (kitabın adı gay diye boy×boy sanmayın, boy×boy değildir.)