fifty seven • 'lose yourself.'

759 56 101
                                    

AC/DC - T.N.T

Eminem - Lose Yourself

×

Elime aldığım tavuk bagetlerini Shawn'ın sürdüğü market arabasının içine koydum.

Bugün günlerden Cumartesi'ydi, dün hep birlikte pikniğe gitme kararı almıştık. İlk başlarda kimse Jack'i istememişti, ancak Madison'ın ikna çabaları kabul görmüştü.

Herkese görev paylaşımı yapılmıştı. Kıvrak zekalı Aaliyah ağzımı açtığımda, maalesef, susturmuştu ve Shawn'la markete gitmem gerektiğini söylemişti. Shawn düşünmeden kabul etmişti, ben ise biraz naz yapmıştım.

"Kırmızı et almamız gerekiyor." Marketin havasını kaplayan Sorry şarkısına hafifçe dans ederek eşlik ettiğimde kadifemsi bir gülüş kulaklarıma ilişti. Shawn gülmüştü.

"Komikti, Shawn. Gülebilirsin." Shawn'ın gülüşü büyüdüğünde kırmızı etleri aldım. Market arabasına bıraktığımda telefonum titredi. Yüzümü ekşitip telefonumu açtım.

+254... : Şu an tek ihtiyacım, boynuna yuva kurup hayatın içinde durup dinlenmek...

İçime gelen iğrenmeyle birlikte gözlerimi devirdim ve telefonumu kapattım. İçecek reyonuna gideceğim sırada Shawn, belimi tuttu. Kaşlarımı kaldırıp Shawn'a baktım.

"Etrafımızda abaza erkekler var. Sevgilime bakmaları kıskanmama sebep oluyor." Ela gözlerini kısınca ellerimi, belimdeki elinin üstüne koydum ve uyuz bir şekilde sırıttım.

"Ara vermek isteyen sendin, Shawn, yoksa unuttun mu ya?" Shawn'ın sinirli bakışları yerini şaşkınlığa bırakınca omuz silktim ve belimdeki elinden kurtulup yana yürüdüm.

"Öyle 'ara vermek istiyorum' diyen ağzımı sikeyim." Sinirle yüzünü ovuşlayıp market arabasını arkamdan sürmeye devam etti.

"İş işten geçti, y-" İçecek reyonuna girdiğim sırada bedenim sağa savruldu. Düşmemek için yanımdaki reyona tutundum, fakat bu arada üstüme bir beden daha savrulmuştu.

Gözlerimi açarak bedenin sahibine baktım, tanıdıktı. Jesse'nin klonlu ikizi Sebastian'dı.

"Ah, Carmen!" Sebastian beni fark edince dikleşti ve elini bana uzattı. Gülümsedim.

"Hey, Sebastian. Nasılsın?" Gülümsedi.

"Market alış-verişi için gelmiştim. Peki ya, sen nasılsın?" Üstümü silkeledikten sonra derin bir nefes verdim ve ellerimi cebime koydum. Sebastian kafasını sağa yatırdı.

"Shawn'la birlikte alış-verişe geldik. Piknik falan yapacağız," diyip Shawn'ı gösterdim. Sebastian, Shawn'a döndü ve elini salladı. Shawn, Sebastian'a ters bakışlar atıyordu.

"Güzel," diyen Sebastian, beni baştan aşağı süzdü. Bu rahatsız ediciydi. Rahatsızlığımı belli etmek istercesine bir adım geri gittim.

"Sonra görüşürüz o zaman?" Elini uzatınca önce eline, sonra yüzüne baktım. Gözlerini kırpıştırınca elini tuttum ve salladım. Elini tuttuğumu gören Sebastian, sertçe yutkundu.

"Görüşürüz." Sebastian, birkaç saniye rahat bir ifadeyle yüzüme baktı. Birleşik şekilde durmaya devam eden ellerimizi fark edip elimi geriye çektim. Sebastian bana bakıp dudaklarını dişledi, sonra Shawn'a döndü.

"Görüşürüz." Shawn, Sebastian'a karşılık vermeyince Sebastian bana baktı ve göz kırptı. Gözlerimi açarak sahte bir şekilde gülümsediğimde Sebastian uzaklaşmıştı.

gay || mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin