thirty three • 'sleeping at school.'

935 60 94
                                    

"Skylar? Bunlar nasıl oldu?" dedim kolunu incelerken. Yaraları derin gözüküyordu.

"Kapıya çarptım." Kaşlarımı çattım.

"Bir insan kapıya çarpınca böyle olmaz!" Sesimi yükselttiğimde kafasını iki yana salladı ve bana sarıldı. Ağzından hıçkırık kaçtığında yutkundum ve ona sarıldım.

"Şşh, tamam ağlama." Saçlarını okşadım. Hıçkırıkları iç çekişlere dönüşüyordu.

"Carmen, sonra anlatacağım. Lütfen bir şey sorma, söz veriyorum." Skylar hafif sesiyle böyle dediğinde kafamı salladım. Yutkundu.

"O zaman sil o güzel göz yaşlarını, maviş gözlerin kızarmasın. Matt kızar sonra." Gözlerimiz buluşunca gülümseyip sol yanağından akan göz yaşlarını sildim.

İspanyolca sınıfına girdiğimizde Skylar, Matthew'in yanına oturdu. Derin nefes verdim ve Shawn'ın yanına oturdum.

"Canın sıkkın gibi, Carmen. Neyin var?" Gülümsedim ve kafamı elime yasladım.

"Hiçbir şey demememe rağmen resmen beni anlıyorsun. Bu kadar müthiş olmak için çok uğraşıyor musun?" Küçük bir kahkaha attı.

"Beni müthiş yapan sensin, unuttun mu kız?" Yanağımı okşayınca kafamı omzuna koydum.

"Skylar'ın bir sıkıntısı var, Shawn. Ve bunu bana, bize söylemiyor. Ona engel olan bir
şey var gibi." Saçlarımı okşamaya başladı.

"Söylecektir sevgilim. Çok ısrar etmemelisin." Kafamı kaldırıp yanağına minik bir öpücük kondurdum. Derin bir nefes verip gülümsedi.

"Holá! Buenos tardes!" Mr. Beer'ın sesini duyduğumuzda bütün sınıf ayağa kalktık. Hemen yan sırada oturan Skylar'a bakıp gülümsediğimde, bana bakıp tebessüm etti.

"Oturabilirsiniz." Omzumdan dürtüldüğümü hissetmemle beraber kafamı geriye çevirdim. Arkamda oturan Maggie beni dürtmüştü. Kaşlarımı kaldırınca bana yaklaşıp fısıldadı.

"Skylar'ın nesi var? Yüzü sapsarı." Böyle dediğinde tekrar Skylar'a baktım, yüzü sapsarıydı. 10 saniye önce gülümseyen Skylar gitmişti, yerine telaşlı Skylar gelmişti.

"Bilmiyorum Maggie. Ama bize anlatmadığı, daha doğru anlatamadığı şeyler var. En kısa zamanda konuşmamız gerekiyor." Maggie kafasını sallayınca Mr. Beer'a dönüp baktım.

"Dersimize geçelim o zaman çocuklar!" Mr. Beer tahtaya bir şeyler yazmaya başladı. Defterimi çıkarttım, yazmaya başlayacağım sırada defterim bir anda önümden çekildi.

"Ben yazarım, sana sonra atarım." Shawn kaşlarını kaldırarak sırıttığında kafamı salladım ve kıkırdadım. Mr. Beer'a baktım, gözlerini kısmış bir şekilde sınıfa bakıyordu.

"Sen!" Birden bağırdığında hepimiz hafifçe sıçradık. İşaret parmağıyla birini işaret ediyordu. Bu kişi yan sıradaki Skylar'dı.

"Senin tahtaya kalkmanı istiyorum genç hanım." Skylar kafasını iki yana sallayıp kendine geldikten sonra ayağa kalktı ve tahtaya ilerledi. Tereddütle onu izledim.

×

Skylar tahtaya doğru ilerlerken bir anda duraksadı. Nerden geldiğini bilmediği bir soğuk bedenini ele geçirirken yutkundu.

Başı birden dönmeye başlamış, güçsüz ve korkak ruhunu stres ve üzüntü kaplamıştı.

Bedeni titrerken yutkunmaya çalıştı.

Derin bir nefes aldı, ciğerlerine dolmakta güçlük çeken oksijen ona yardım etmekte kararsızdı. Ardı ardına nefesler almaya çalışıyor, her nefes alışında ise göğsü sıkışıyordu. Ve bu acı resmen tanımsızdı.

gay || mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin