eleven • 'jack, jack gilinsky.'

1.9K 104 133
                                    

"Carter, şu iskeleti de yerine koyar mısın?" Elimde tuttuğum iskeleti Carter'a uzattım. Carter iskeleti elimden alıp sandalyenin üstüne çıktı ve iskeleti rafa yerleştirdi. Ellerimi birbirine çırpıp üstümü düzelttim.

Laboratuvarı temizleme işimiz bitmişti, şu an son dokunuşları yapıyorduk. Her yerin tozunu almıştık, bütün camları silmiştik, masaları temizleyip rafları düzenlemiştik. Rafların üstündeki eşyaları bir yere yığdığımız için, onları geri yerleştirmek zorunda kalmıştık. İşimiz uzun sürmemişti.

"Bitti! Lütfen, artık gidelim." Madison'un acı dolu yakarışını duyan Maggie, elindeki süpürgeyi temizlik dolabına götürdü. Kısa bir süre sonra geri geldiğinde, Madison şapkayı çıkartıp iskeletin başına taktı. Carter ve Maggie de aynı şeyi yapınca, Shawn'a baktım. Fuların ucunu tutup omuz silkti ve konuştu.

"Bu fular benim. Benim üstümde daha güzel durdu Carmen, itiraf et." Böyle diyince kahkaha attım. Shawn beni yalnız bırakmayıp gülmeye başladığında, gülmemi zar zor durdurdum ve konuşmaya başladım.

"İtiraf ediyorum, çok seksi oldun Peter Pan." Shawn gülmeyi kesip bana göz kırptı ve laboratuvarın çıkışına doğru yürümeye başladı. Maggie'yi sağ koluma, Madison'ı da sol koluma taktım ve laboratuvarın çıkışına ilerledim. Derin bir nefes alıp güldüm.

"Shawn, benim en çok sevdiğim kafeye gidelim mi?" Shawn bana bakıp sırıttı ve kafasını salladı. Kıkırdadığımda göz kırptı
ve hızlıca İspanyolca sınıfına ilerledi.

Shawn'ın arkasına gelen Carter durdu ve poposuna vurdu. Kızlarla birlikte kahkaha attık. Shawn, kaşlarını çatıp Carter'a dönünce Carter kahkaha atıp İspanyolca sınıfına girdi. Shawn küfredip arkasından koşunca, kızlarla birlikte gülmeyi kestik ve arkalarından koştuk. Maggie bizi şaşırtıp sınıfa ilk önce girdi ve hemen sevgilisinin yanına gitti.

"Ulan Carter! Senin o elini keserim, gö-" Shawn küfretmeye başladığında tam ağzını kapatacaktım ki, dışarıda ambulans sesi duyulmaya başladı. Kaşlarımı çatıp Shawn'a baktım, Carter'a küfretmeye devam ediyordu fakat ses duyulmuyordu. Ağzı oynuyordu.

"Anladın mı kardeşim?" Ambulansın siren sesi kesildiğinde, Carter şirince gülümseyip kafasını salladı. Shawn, Carter'a ters bir bakış atıp sıraya ilerledi ve çantalarımızı aldı. Sağ koluna kendi çantasını, sol koluna da benim çantamı takınca gülümsedim.

"Shawn, çantam sana ağır gelebilir. Bence sen çantamı bana ver, yorulmanı istemem." Shawn bana dönüp gülümsedi ve devam etti.

"Gerek yok, Carmen. Burda direk gibi bir Shawn Mendes duruyor. Taşırım, merak etme." (direk mi ne diyorsun sen şavın) Kafamı salladığımda yanıma geldi. Gülümsedim ve koluna girdim. Bu sırada Madison, Maggie ve Carter da çantalarını almışlardı, gitmeye hazırlanıyorlardı.

"Hazırsanız gidelim." Maggie ve Madison kafasını sallayıp gülümsediğinde güldüm. Okulun çıkışına doğru yürümeye başladık.

Kısa bir süre sonra okuldan çıktığımızda derin bir nefes aldım ve yüzüme gelen güneşe karşı gözlerimi kısıp etrafıma baktım. Yanımda yürüyen Shawn'ın bakışlarını üstümde hissettiğimde şirince gülümsedim. Bana yaklaşıp yumuşak parmaklarıyla yanaklarımı sıktı. Yüzümü buruşturdum.

"Yanağım acıdı Peter." Shawn, ellerini çekip saçımı karıştırınca somurtarak ondan ayrıldım. Bu hareketime gülmekle yetindi. Dağılan saçlarımı düzeltip önümüzde yürüyen Madison, Maggie ve Carter'a döndüm. Maggie bana bakıp güldü.

"Şşh! Hepsi senin mi babacık?!" Maggie şakayla bağırdığında, Carter yürümeye devam ederken kafasını arkaya çevirdi. Maggie, Carter'ın sırtındaki çantaya vurduğunda Carter ona ters bir bakış attı.

gay || mendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin