7.Bölüm "Ceylan'mış."

20.8K 1K 69
                                    

İyi geceler bebekler,

Oy ve yorumlarınızdan o müthiş, trol profil fotoğraflarınızı görüyor ve neşeleniyorum.

İyi ki varsınız. Kendinize iyi bakınız ve kafanıza şamdanı yemeden yorumlara geçiniz. 😂😂 Kıyamam çaktırmayın. Şöyle devam edin. 👇

💔

Her şeyin ilacı olan zaman, söz konusu Ceylan olduğunda hiç de işe yaramıyordu, yaramamıştı da. Kendini zaman terimiyle kandırmıştı. Bekle Ceylan zamanla mutlu olursun, zamanla sever...

Hiçbiri olmamıştı. Şimdi suçu zamana mı atmalıydı? İnsanların geçiştirmek için kullandığı bir terim miydi? Yüreği biraz olsun soğutacak, acıyı hafifletecek bir teselli. Yoksa gerçekten var olan zaman sadece Ceylan’a mı acımasız davranmıştı? Kafasındaki hiçbir sorunun cevabını alamamak yoruyordu. Ne olmuştu? Nasıl bu raddeye gelmişti. Kalbi nasıl bu kadar acımasız olup gerçekleri göremeyecek kadar kör etmişti gözünü. Fakat hala ve hala vazgeçebilecek gücü yoktu.

Cihansız bir ömürde nefes alabileceğini sanmıyordu. Derin bir soluk alıp üzerindeki kabanı düzeltti. Hava çok soğuk değildi, fakat eski sıcaklığı da yoktu. Saçlarını kabanın içinden çıkardığında fazlasıyla uzadıklarını fark etti. Cihan’ın uzun saç sevdiğini biliyordu, yaklaşık iki üç senedir de kestirmemişti. Buruk bir tebessüm belirdi dudaklarında. Cihan onu sevmemişti ki saçlarını sevsin! Bakımı da oldukça zor olurken belki de artık kestirmesi gerekiyordu.

“Ceylan hadi!”

Duygu’nun sabırsız ketum sesi kulaklarına dolduğunda bıkkınca gözlerini devirdi. Aheste adımlarla arkasını dönüp yataktan çantasını aldı ve odadan çıktı. Yaklaşık yarım saattir bekletiyordu küçük görümcesini, belki bıkar da gider diye. Ama onun ne kadar inat ne kadar zalim olduğunu hesaba katmadan önceki düşünceleriydi bu. Kendisini silah zoruyla evden çıkartılmış gibi hissediyordu. Ki öyle de sayılırdı. Uyanalı iki saat olmuştu, kahvaltıya yetişememişti çünkü kendisini iyi hissetmiyordu ve böyle zamanlarda ölüm uykusuna yatıyordu.

Cihan’ın kalktığını bile duymamıştı. En çok buna şaşırıyordu. O kocasının nefes sesine bile uyanırdı. Nefesinden uyuduğunu, uyandığını anlardı. Adeta alarmıydı Ceylan’ın. Ama Ceylan bu sabah kalkamamıştı ve görümcesi tarafından uyandırılıp zorla dışarı çıkartılıyordu şuan. Aşağı indiğinde Duygu’nun sabırsızca ayağını belirli bir ritimle yere vurduğunu gördü.

“Gören de o kadar saat süslendiğini sanır. Şu hale bak bir pantolon bir kaban giymiş,” dedi kınayan gözlerini Ceylan’dan çekerken. Aynı zamanda ellerini havaya kaldırıp kendi için bolca sabır diledi.

“Aman ne yapayım, alan almış satan satmış zaten!”

Ayağına botlarını giymeye çalışan Ceylan’a gülümsedi Duygu. Onunla sürekli yan yana değillerdi, her zaman yanında olamıyordu, kişiliğine aykırıydı. Bu ailenin yapısından olsa gerek biraz nemruttu ama artık Ceylan’a bir el atması gerektiğinin farkına varmıştı. Kaç gündür ölü gibi geziyordu evde, onu bir silkelemesi lazımdı. Botlarını giyen Ceylan’ın koluna girip dışarı çıkardı.

“Gel yengeciğim abimin kredi kartlarına kabus gibi çökelim.”

Duygu sinsice kahkaha atarken, Ceylan’ın ona şaşkın gözlerle baktığını görememişti.

**

“Duygu bu çok!”

“Çok falan değil, sen bir Kandemir’sin. Bu para sana ananın ak sütü gibi helal.”

Aşk'ın Adı: Ceylan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin