18.Bölüm "Bir çift yeşil göz."

21.2K 792 84
                                    

Neler oluyor hayatta, bir de şu rüya gerçek olsa olsa. 😂😂

Keyifli okumalar ciğerlerim.

Bir ciğer gömmeyelim mi gece gece? Biraz kilo almaya çalışıyorum da taktik varsa alayım. ❤️

İçi kor gibi yanarken bastığı yerde zelzeleler oluyor ciğeri kan kusarken, yüreği inim inim inliyordu. Kendi elleriyle soldurduğu çiçeğinin üzüntüsü Cihan'a ıstırap veriyordu. Bu akşam yüreğinde açılan yaranın büyüklüğü adamı pervasız bırakmıştı. Dokunmaya kıyamamıştı kadına. İstemişti ki rızası olsun. İstemişti ki dokunuşuna değil yüreğindeki sevdaya gelsin. O yanıp tutuşmuyor muydu sevgilinin o pamuk teninde can bulmak için. Ama o mahremini en güzel gecesine saklıyordu. Mesele Ceylan'ı ilk Aras'ın öpmesi değildi. Mesele Aras'ın yasak olana dokunmasıydı. Mesele buna Cihan'ın izin vermiş olmasıydı. 

Ceylan'ın sözleri hala kulaklarında çınlıyordu. Haklıydı. Ceylan'ı kendi elleriyle itmişti Aras'a. Bu yaptığıyla hem Ceylan'ı üzmüş hem de kalbinde kocaman bir yara açılmıştı. Kalbinde açılan yara kendi eseriydi ve bunu bir ömür unutmayacaktı. Bu acı Ceylan'ın tüm acılarına kefaretti. Gözleri aradığı kişiyle buluştuğunda kendini durdurmadı. Öfkesi kendinden önce gidip Aras'la buluşmuştu. Onunda Cihan'dan farkı yok gibiydi. Yaptığının pişmanlığı yakalarından akarken, uğradığı yenilgi bitap düşürmüştü adamı. Kılını bile kıpırdatmadı Cihan'ın karşısında. Kafasına aldığı sert darbe sırtını duvarla buluşturdu.

"Niye yaptın lan? Neden?"

Neden sorusu birçok şey barındırıyordu içinde. Neden bozdun arkadaşlığımızı? Neden öptün benim yârimi, koklamaya kıyamadığımı... Ne Aras'ın verecek bir cevabı vardı ne de Cihan'ın soracak başka sorusu. İkisinin de içi yanıyordu. Sözünde durmuştu Cihan. Kimse alamamıştı Aras'ı elinden. Eli kolu sarkmış, yerde boylu boyunca uzanan Aras'ın yanına çöktü. Başını ellerinin arasına alıp ileri geri sallanmaya başladı.

"Sen benim yârenimin yüreğinde yara açtın. Benim kalbime kaç kurşun sıktın haberin var mı?"

Tüm organlarına kezzap atılmış gibi, o derece bir acı o derece bir yakarış vardı adamda. Arkadaşının ağzından çıkan kanlar yanağından aşağı süzülüyordu. Nefes almaya mecali kalmamıştı. Gözlerini yumup derin bir nefes almaya çalıştı ama bir gram hava bile boğazında kalmıştı. Öksürürken kanları tüm asfaltı boyadı.

"Benim yerinde olmayan kalbimi ne yapacağız Cihan!"

Sımsıkı yumdu gözlerini Cihan. Kaldıramıyordu... Bu adamın Ceylan'ı sevmesini kaldıramıyordu. Ama yüreğini yerinden söküp alamazdı. Ayağa kalkıp yerde ölü gibi yatan adamı omuzladı. Aras baygın bakışlarını Cihan'a çevirdiğinde gülümsedi. Hala yan yana durabilmeleri mucizeydi. Bazen bir arkadaş sadece arkadaş olmaz. Aile olur, sırdaş, kardeş, her şey olur. Bu ikili bunu dibine kadar yaşamıştı. Ama bir kalp çarpıntısı her şeye sebep olabiliyordu işte. Gelmeseydi Ceylan'la olabilme ihtimalleri öldürecekti adamı. Geldi, gördü ve gidecekti. İhtimaller üzerine kurduğu hayatında büyük kayıplar yaşamıştı. Cihan gibi....

"Elimden daha fazla kaza çıkmadan git Aras. Git ve kendine ait mutlu bir hayat yaşa."

Yarı baygın arkadaşını hastaneye götürüp son görevini de yapmıştı. Bu geceyi, bu tarihi unutmayacaktı. Yüreğinin kan ağladığı bu gece bir ömür boyu onunla yaşayacak, onunla mezar olacaktı.

**

Yalnızlıklarla bezenmiş, kalbinin en kuytu karanlık yerinde bir ışık yanıyordu. Nokta kadar bile değildi ama yanıyordu. Cihan oraya girmeyi başarmış üzerine bir de umut ışığı yakmıştı. Günlerdir yüzünden düşmeyen sırıtmayla aynadaki aksine baktı. Makyajın baş harfini bile değdirmediği yanaklarına gitti eli. Cihan'ın söylediği gibi al yanakları vardı. Kendini bildi bileli bu kızarıklıklar bedeninin bir parçasıydı. Onu o yapan özelliklerden sadece biri. Gözleri yavaşça karnına kaydı. Bir varoluşun hikayesi çarptı yüreğine. Kadınlığın öyküsü...

Aşk'ın Adı: Ceylan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin