21.Bölüm 'Cihan-ı Saadetim.'

20.2K 665 50
                                    


Keyifli okumalar ballarım. ❤️

🌸

Mutluluktan akıl sağlığı kaybedilebilir miydi? Bu Cihan için yüksek bir ihtimaldi çünkü aklın sınırlarındaydı, içi içine sığmıyor göğsü çıkıp da kendinden önce sevgiliyi sarmalamak istiyordu. İkisi de bu yolda çok mücadele vermişti. Birbirlerini üzmüşler, uzun süre ayrı kalmışlardı fakat geçte olsa sıra bu aşkın meyvesini yemeye gelmişti. Elbette her şey kolay olmayacaktı, yolunda gitmeyen sorunları illa ki olacaktı. Fakat artık beraber savaşmaya karar vermişlerdi.

Genç adam arabaya bindiklerinden beri elini bırakmadığı sevgiliye bir bakış attı, gülümsemekten ağzı yırtılacaktı, hatta deli gibi haykırmak istiyordu. Ceylan'ın narin ellerini dudağına götürüp sayamadığı kadar öpücük bıraktı. Sevgilinin kıkırtısı kulaklarına hoş bir şarkı gibi ulaştığında bu sese ömrünü vereceğini düşündü. Camı sonuna kadar açıp gözünü yoldan çekmeden başını hafifçe dışarı çıkardı.

"Ceylan beni seviyor!"

Uzunca asfalt, onlarca araba, dağ, taş hepsi bu sevdaya şahitlik etsin istemişti, en çok da kendini inandırmak istemesindendi haykırışları. Ama öyle bir bağırmıştı ki, Ceylan adamın ses tellerinin yırtılmasından korktu. Cihan'ın elini kendine doğru çekerek içeri girmesini sağladı.

"Ne yapıyorsun sen?" Dedi tebessümüne engel olamayarak.

Gözleri Ceylan'ın yeşillerine değdiğinde nefes almayı bırakmıştı. Hissettiği aşktan daha fazlası olmalıydı. Gönlünden geçenin dudaklarından akmasına izin verdi, sevgiliden esirgemedi hiçbir sevgi sözcüğünü.

"Seviyorum yavrum seviyorum."

Cihan'ın sözleri Ceylan'ın içini kıpır kıpır ediyordu. Çok mücadele vermişlerdi, olmaz demişti fakat Cihan allem edip kallem edip oldurmuştu. Kendi payı zaten oldukça büyüktü. Bu adamın sevgisine şahitlik etmişken, iliklerine kadar hissederken nasıl olup da onsuz kalabilirdi ki? Önce gönlü müsaade etmezdi buna. Derin düşüncelerinin ardından araba evin önünde durduğunda inmeden Ceylan'a döndü. Ellerini tutup dudaklarına götürdü ve bindiklerinden beri bininci kez öptü. Tırnak uçlarına bile dünyanın en nadide çiçeği gibi davranan bu adam Ceylan'ın eseriydi.

"Evine tekrardan hoş geldin Ceylan'ım."

Sıradan bir ek haline gelmişti artık aitlik eki insanların dilinde. Duygusuz, bazen de bencilce kullandıkları bir ekten ibaretti fakat bu aitlik değildi. Bu aşktı, en güzel aşk sözcüğü buydu Cihan'da. Ceylan'ın ismi geçen her şey Cihan'dı aslında. Ona bakan herkes Ceylan'ı görebilirdi. Onun yüreğine sahip olduğunu bilmek, onun yüreğinde olmak adamı dünyanın en mutlu insanı yapıyordu dahası var mıydı?

"Hoş buldum."

Tüm samimiyetiyle gülümsedi fakat adam görüyordu her şeye rağmen sevgilinin gözündeki tereddüttü, içinde ufak bir yerler kırılsa da bunun sorumlusunun kendisi olduğunu da biliyordu ama onları silebilecek tek kişi olduğunu da. Önlerinde durdukları evin kapısı açılıp Elif'in koşarak onlara yaklaştığını gördüklerinde inme zamanının geldiğini anladılar.

"Bizim ki kudurmuş."

"Onu üç ay önce anladım zaten."

Cihan'a bir yan bakış atıp indi arabadan. Adam neyi kastettiğini anlamıştı, Elif ikisinin de ayrı kalmasına dayanamayıp Cihan'ı Muğla'ya yollamıştı, iyi ki de yollamıştı.

"Yengemm." Elif koşarak Ceylan'ın üzerine atladığında Cihan hızlı davranıp sevdiğinin sırtını göğsüne yaslamıştı.

"Daha yeni kavuştum yârime çek o patilerini."

Aşk'ın Adı: Ceylan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin