4-SEN SADECE GÜVEN

3.4K 388 272
                                    

Merhaba🐠
Bölüm aslında neşeli sayılır fakat bugün balığımız Lino öldü bu yüzden ben çok üzgünüm🐠

Bu bölümü izniniz olursa sadece Lino ya ithaf ediyorum. "Seni çoook seviyoruz Lino💕"

Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinleyebilirsiniz🎵🎶🎵🎶

Keyifli okumalar💕

MULTIMEDIA: Generation Z, Sky Dxddy, Austin Rudin

4-SEN SADECE GÜVEN

08 Ocak 2019, Türkiye

İş yerime yaklaştığım zaman en yakın durakta arabadan inip hızlı adımlarla şirkete doğru yürümeye başladım. Çalıştığım yer reklam firmasıydı ve benim çok acil yetiştirip bugün sunmam gereken bir projem vardı. Fakat işin kötü tarafı ne kadar uğraştıysam uğraşayım bu defa aklıma ilginç bir fikir gelmiyordu. Üstelik çok az zamanım kalmıştı.

Girişteki güvenlik görevlisine selam verdim ve şirketin kapısından içeriye girip karşımda beliren asansörün düğmesine bastım. Gelmesini beklerken o an aklımdaki tek şey bugün saat onda yapılacak olan toplantıya kadar elimdeki işe uygun reklam sloganını bulabilmekti ancak bunun için kesinlikle mucizeye ihtiyacım vardı.

Asansör aşağıya inip kapısı ağır ağır açılırken kolumdaki saate baktım. Zamanımın neredeyse tükenmek üzere olduğunu gördüğümde de çaresizce derin bir iç çekip içeriye girerek gideceğim katın düğmesine bastım. Kapı açıldığı hızda tekrar kapandı ve hareket edip yukarıya doğru çıkmaya başladı.

İneceğim kata vardığım zaman üzerimdeki kıyafetleri düzeltip dışarıya çıktım. Ağır adımlarla ofisime giden yolda dalgın dalgın yürürken yönetici sekreterimiz Ece birden yanımda belirdi. İyi kızdı Ece. Saf kalpliydi. Kimsenin kötülüğünü istemezdi. Keşke insanı yakaladığında muhabbetiyle esir alma gibi bir huyu da olmasaydı.

Tatlı bir telaş içinde, "Günaydın Melis." dedi. "Bugünkü reklam toplantısı saat dörde ertelenmiş. Haluk Bey bilgi vermemi istedi."

Cümlesini bitirdiğinde birden sevinçle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Eğer mucize diye bir şey sahiden varsa ve gerçek olabiliyorsa benimkisi kesinlikle şu an gerçekleşiyordu.

Neşeyle gülümseyerek "Sana da günaydın Ececiğim." diye cevap verdim. "Şu anda gözüme ne kadar güzel göründüğünü asla tahmin edemezsin. Bu arada bilgi için teşekkür ederim."

Toplantı sabah saat ondaydı ve şimdi öğleden sonra dörde ertelenmişti. Bu da fazladan bana sunulan koskoca altı saat daha demekti ve beni firmaya yapacağım bu ilk sunumda içi boş fikirler sunup zırvalamaktan kesinlikle kurtarabilirdi. Yani, en azından öyle olmasını umuyordum.

Tabii ki durum böyle olunca bana haberi veren Ece de şu anda gözüme melek gibi görünüyordu. Kendime bir fincan kahve almak için keyifle mutfağa doğru yürüdüm. Bu sırada ne olduğunu anlamayan Ece de şaşkın halde peşimden geliyordu.

"Teşekkür ederim Melis." dedi elleriyle kıyafetini düzelterek.

Öyle ya, doğal olarak söylediğim sözlere bakıp giydiği kıyafeti beğendiğimi düşünmüştü.

"Aslında bu yeni değil. İşe gelirken daha önce de birkaç kez giymiştim ama sen fark etmedin sanırım. Diğerlerinde saçlarım hep salıktı. Acaba topuzum mu kıyafetimi daha iyi gösterdi?"

SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin