18-ESRARENGİZ DAVET

1.6K 303 113
                                    

Merhaba

Yeni bölüm sizlerle👇

⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?

Keyifli okumalar💕

Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA: Get You The Moon,Kina feat. Snow

18-ESRARENGİZ DAVET

16 Eylül 2019, Kanada

Mutluluk. Bazen öyle çok isteriz ki mutlu olmayı, bin türlü yol deneriz onu bulabilmek uğruna fakat bir de bakarız ki nafiledir tüm uğraşımız, çabalamamız. Boşa kürek çekmiş, yerimizde saymışızdır fark etmeden. Ne yaparsak yapalım, ne kadar istersek isteyelim, onu asla bulup saklandığı yerden çıkaramayız. Oysa bazen hiç beklemediğimiz anda, ummadığımız yerde ansızın çıkıverir karşımıza. En hazırlıksız anımızda yakalar bizi. Sobeleniriz ona. Her şey tam da o zaman başlar aslında. Onu yanımızda tutmayı başarabilecek miyiz yoksa avuçlarımızın arasından kayıp gitmesine izin mi vereceğiz? İşte asıl mesele budur.

Benim için de aynen öyle olmuştu. Mert hiç beklemediğim anda, ummadığım yerde ansızın karşıma çıkıvermiş ve hayatıma mutluluğu getirmişti. Her daim seven, düşünen, iyiliğimi isteyen, yüzümdeki küçücük bir tebessümü görebilmek uğruna elinden gelen ne varsa yapan kocam...

Artık her geçen gün daha iyi anlıyordum ki avuçlarımın arasından kayıp gitmeden önce mutluluğumuzu sonsuz kılmak için yapmam gereken tek şey, onun beni sevdiği kadar olmasa da onu çok sevip aşkımızı hep diri tutmayı başarabilmekti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kapı çaldığında oturduğum yerden kalkıp kıyafetimi düzelttim. Mert de aynı anda ellerini yıkamak için gittiği banyodan çıkıp yanıma doğru yürüdü. İkimiz birlikte kapıyı açtık ve gelen konuklarımızı karşıladık.

Önce elinde tuttuğu paketle Mert'in sekreteri Julie ve erkek arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim onun boylarında, esmer kıvırcık saçlı bir genç içeriye girdi.

Julie'yi şirkete gittiğimde görmüştüm. Türkçe dışında birkaç dili daha ana dili gibi konuşuyormuş. Beyaz tenli, zayıf, uzun boyluydu. Kumral uzun saçları omuzlarından aşağıya dökülüyordu. Her zaman gülen yüzü etrafına pozitif bir enerji yayıyordu.

"İyi akşamlar." dedi gülümseyerek elinde tuttuğu paketi bize uzatırken. "Yeni evinizde güle güle oturun."

İnanılmazdı. Türkçeyi neredeyse ana dili gibi konuşması bende hayranlık uyandırmıştı.

Mert, uzanıp kızın elindeki paketi aldı ve masanın üzerine bıraktıktan sonra "Zahmet etmişsiniz, çok teşekkürler Julie. Hoş geldiniz." dedi.

Mert'ten sonra ben de Julie'nin elini sıkıp gülümseyerek "Hoş geldiniz." dedim ve bana takdim ettiği arkadaşı Raffie'nin elini sıktım. "Salon bu tarafta, buyurun lütfen."

Onların arkalarından diğerleri de teker teker geldiler. Hepsiyle tanışıp kaynaştık. Ortam yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı. Hazırladığımız mini büfedeki içecek ve atıştırmadıklardan alıp sohbet ediyorduk ki kapının zili tekrar çaldı. Mert gidip açtığında gelen her kimse göremiyor olsam da o kadar kalabalığın arasından işittiğim sesi birden kulaklarımı tırmaladı. Tam nereden hatırladığımı düşünürken sarı balyajlarıyla Polen kapıda belirdi.

SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin