33-SON

312 16 2
                                    

Merhaba

Yeni bölüm sizlerle👇
⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?

Keyifli okumalar💕

Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA: Anxiety, Julia Michaels ft. Selena Gomez

33-SON

17 Kasım 2019, Kanada

İzlediklerimi kaldıramayan bedenimin tıpkı bir yaprak gibi titremesine engel olamıyordum. Gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Bu olanları ne kadar sindirmek istersem isteyeyim de aklım, mantığım almıyordu. O kadar çok ağlamıştım ki, göz yaşlarım kuruyup akmayı bırakmış, hıçkırıklarımın yerini iç çekmelerim almıştı. Kafayı yemem an meselesiymiş gibi geliyordu. Şimdi de olduğum yerde durmuş, hiç kıpırdamadan öylece karşımdaki ekrana boş boş bakıyordum.

Orada, evimin ortasında neler olmuştu? Gördüklerim acaba hayal ya da kötü bir kabus olabilir miydi yoksa sahiden işlenen o cinayete resmen tanıklık etmiştim de elimden durup seyretmekten başka şey mi gelmemişti? Zihnimde takılmış plak misali sürekli aynı soru dönüp duruyordu.

Polen, Polen hala salonun ortasında, bıçaklanmış halde, hareketsiz öylece yatıyordu. Hemen yanında, yarasından akan kanlar birikip küçük bir gölet oluşturmuştu ve ben durmuş karşımdaki ekrandan boş gözlerle onu izliyordum. Kahretsin ki çaresizdim, elimden hiçbir şey de gelmiyordu.

          ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kapının ardından gelen sesleri işittiğim zaman titreyen bedenimi güçlükle hareket ettirerek sedyeye uzandım ve uyuyormuş gibi yaptım. Tek elimi başımın üzerine koyup siper ettim ve önümde etrafı görecek şekilde açıklık kalmasına dikkat ettim. Hafifçe araladığım gözlerimle etrafa bakıyordum. Çünkü gelen kişinin Alara Sarah'dan başkası olmayacağını biliyordum.

Bildiğim başka bir şey daha vardı, o da yaralı olduğuydu. Sanırım o halde doktora gidemeyeceği için buraya gelmeyi seçmişti. Üstelik olanların acısını artık Polen'den alamayacağı için de muhtemelen şimdi benden çıkaracaktı.

Kapı hızlıca açıldığında istemsizce bacaklarımı karnıma doğru biraz daha çekerek nefesimi tuttum sonra da öylece olduğum yerde sessizce bekledim.

Alara Sarah içeriye girip kapıyı yine hep yaptığı gibi sertçe kapattı. Ardından tek eliyle karnını tutarak güçlükle karşıda duran masaya doğru yürüdü. Çekmeceyi açıp içinden aldığı sargı bezine, yanında getirdiği küçük şişedeki sıvıyı cebinden çıkarıp döktü. Kazağını yavaşça yukarıya doğru kaldırdığında karnındaki kesiğin haylice derin olduğunu anladım. Yarasından hala kanlar akıyordu. Hazırladığı sargı bezini yaranın üzerine bastırdı. Canı çok yanmış olmalı ki aynı anda dişlerini sıktı ve dudaklarından acı bir feryat döküldü.

"Aaahhh! Polen, şu yaptığına bak! Canın cehenneme seni baş belası kaltak!"

Ardından kendini toplayarak eline aldığı başka bir bezi yaranın üzerinden tüm beline dolayarak ucunu sabitledi. Eğilip tekrar baktığında kanamasının durmadığını, akan kanın sargı bezinin üzerine çıktığını gördü. Ardı ardına sıraladığı birkaç küfürden sonra kazağını yavaşça tekrar aşağıya indirip kıyafetini düzeltti.

Gözlerini kısıp sıktığı dişlerinin arasından, "Hepinizin canı cehenneme!" diye tısladı. "Alara Sarah'la uğraşmak, onun sevdiği adamı elinden almak ne demekmiş göreceksiniz siz!"

SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin