24-DOSTLUĞA İHANET 2

1.4K 290 76
                                    

Merhaba

Yeni bölüm sizlerle👇
Bir önceki bölümde kaldığımız yerden devam ediyoruz.

⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?

Keyifli okumalar💕

Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA: If I Can't Have You, Shawn Mendes

24-DOSTLUĞA İHANET 2

02 Ekim 2019, Kanada

Kolları bedenimi biraz daha sıktığında boğazıma çöreklenen yumrudan neredeyse nefes bile alamıyordum. Söyledikleri bir an beynimde şok etkisi yapsa da neyse ki çabucak toparlandım ve yerimde kıpırdanıp parmaklarını gevşeterek elimle onu itmek için çabaladım. Neyse ki ok başarılı olamasam bile en azından aramızdaki mesafe az da olsa açılmıştı.

"Bora," dedim. "Sus, hemen sus çünkü saçmalıyorsun! Bunları dinlemek istemiyorum. Sonradan pişman olacağın şeyler söyleme!"

Susmadı.

"Bunu denemediğimi mi sanıyorsun? Hem de yıllardır, ama olmadı işte başaramadım. Sen en sevdiğin varlık yanında başkasının elini tutar, ona sarılırken ve hatta sevdiğiyle birbirlerine duydukları aşkı sana coşkuyla anlatırken, ne hissedilir bilir misin? Söyle hadi Melis, bunları hiç yaşadı mı? Acaba benim gibi acı çektin mi? Cevap ver hadi! Ne oldu? Bak, işte susuyorsun. Verecek cevabın yok. Benim nasıl acı çektiğimi tahmin bile edemezsin. Çünkü, bunu sen yaşamadın, öyle değil mi?"

Tanrım, o an kalbim sıkışıyordu. Nefes almak istiyordum ama aldığım hava sanki yetmiyordu. Bir türlü başaramıyordum. Canım yanıyor, sinirle kararan gözlerimi ne kadar açmaya çabalasam bile etrafı gittikçe daha da bulanık görüyordum. Kendimi kaybetmemem gerekiyordu. Bunu başarabilmek için de var gücümle ellerimi sıkıyordum.

Defnem, benim güzel arkadaşım. Duyarsa kaldıramaz, yıkılır, mahvolurdu, biliyordum. Bunu ona yapamazdım, yoo, hayır, asla anlatamazdım.

Peki ya Mert? Ya o duyarsa? Böyle bir seçeneğiyse düşünmek dahi istemiyordum. Olacakları kestirmem bile olanaksızdı. İçimden sürekli aynı şeyi tekrar edip duruyordum.

"Sakin ol Melis! Sakin olmalısın. Topla kendini, herkesin  iyiliği için buna mecbursun."

Tuttuğum nefesimi bırakıp başımı biraz yukarıya kaldırdım ve Bora'yla gözlerimizi hizalayarak sessizce tüm öfkemi kustum.

"Bora, yeter! Beni iyi dinle. Herkesin, iyiliği için! Şimdi yavaşça yerlerimize gideceğiz sonra da bu olanları hiç olmamış varsayacağız. Artık yüzünü bile görmek istemiyorum. Sana bir, en geç iki gün süre. Bu sürenin sonunda da sen, işinin çıktığını söyleyecek ve buradan defolup gideceksin. Uzun, çok uzun bir süre de gözümüze gözükmeyeceksin. Anlaşıldı mı? Başımı sinirle iki yana salladım. Öfkem dinmek bilmiyordu. Tam gitmek için hareketleneceğim sırada aklıma gelen bir şeyle bakışlarımı tekrar Bora'ya çevirdim. "Ayrıca, unutmadan, eğer Defne'ye karşı bir şey hissetmiyorsan onu incitmeden hemen ondan ayrılacaksın ya da aklını başına toplayacaksın. Bora, eğer onu üzersen benden çekeceğin var bunu bilesin."

İtiraz etmek için atıldı.

"Melis, bak ben bunu-"

Artık sabrım kalmamıştı. Dayanamayıp sözünü kestim.

SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin