Merhaba ✨
Yeni bölüm sizlerle👇
Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?
(Bu bölüm beşinci bölümle bağlantılıdır)Keyifli okumalar💕
Okurken sizin için seçtiğim şarkıyı dinleyebilirsiniz🎵🎶🎵🎶
MULTIMEDIA: Stone Cold Body, Blackbriar
10-TUTSAK
16 Eylül 2019, Kanada
Genç kadın gözlerini tekrar açtığında başı berbat bir ağrıyla zonkluyordu. Kollarını güçlükle kaldırıp avuçlarıyla başını kavradı. Ağrının geçmesini dileyerek sıktı fakat dokunduğu yerde hissettiği acı öylesine dayanılmazdı ki elini hemen hızlıca geri çekti. Her yanı sızlıyor, beyninin içinde adeta davullar çalıyordu.
Bu kez can havliyle ayağa kalkmak istedi. Ağırlığını öne doğru vererek kendini itmeye çalıştı. Yapamadı. Oturduğu yerde etrafına sarılmış zincirler ona engel olup canını yakınca acıyla inledi.
"Aaahh!"
Acaba neredeydi? Neden bu haldeydi? Dahası kimdi? Hiçbir şey hatırlamıyordu. Kafası bomboştu. Sanki hafızası silinmiş ya da bildiği ne var ne yoksa koca bir vakumla beyninin içinden çekilip alınmış gibiydi. Zihnini toparlamakta zorlanıyordu.
Birden durup düşünmeyi bıraktı sonra çünkü gerçekten sakinleşmeye ihtiyacı vardı ve eğer bunu başaramazsa şu an zaten yerinde olmayan aklını tamamen yitirebilirdi.
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Burnuna dolan rutubetli pis havaya aldırmamak için çabalarken içinden yavaş yavaş ona kadar sayıp bekledi. Usulca tekrar açtığında da oturduğu yerden başını çevirip etrafına bakındı.
Burada ne işi vardı? Başı nasıl bu hale gelmiş olabilirdi? Peki ya ismi neydi? Hafızasını zorlayıp kendisine küçücük dahi olsa bilgi vermesi umuduyla çabaladı fakat başaramadı. Olmuyordu. Hiçbir şey hatırlayamıyordu.
O göremese de göz bebekleri büyümüştü. Normalden haylice iriydi. Bu belirli aralıklarla sürekli vücuduna iğneyle zerk edilen ilaçların etkisiydi. Sonuncusu yapılalı da çok olmamıştı ve etkisi hala sürüyordu.
Bedeni, zihni, her yanı uyuşmuş gibiydi. Kendini toparlayıp sağlıklı düşünmeyi asla başaramıyordu. Uzunca bir süre olduğu yerde öylece oturup boş gözlerle etrafa bakındı. Bakındı, bakındı, bakındı... Geçen zamanın farkına varamadı. Taa ki ilacın etkisi hafifleyip göz bebekleri biraz daha normale dönene kadar.
Dakikalar, saatler birbirini kovaladı. Nihayet aklına önce vücuduna aniden enjekte edilen ilaç geldi sonra da kafasına yediği sopa darbesini hatırladı. Aslında olayın üzerinden günler geçmişti fakat sürekli ilaçlarla uyuşturulup uyutulduğu için ona hala dün gibi geliyordu.
Yumruk yaptığı ellerini öfke içinde var gücüyle sıkıp cılız çıkan sesiyle "Lanet olası pislik! Benden ne istiyorsun? Ne?" diye haykırdı. "Allah seni kahretsin. Bunu neden yapıyorsun? Neden?"
İçten içe orada yalnız olduğunu, kimsenin duymadığını aslında biliyordu. Belki de bağırıp çağırdığı kişi karşısına çıksa öyle cümleler kurmaya cesaret bile edemezdi ama şimdi sadece rahatlayabilmek için bile olsa bunu yapmaya ihtiyacı vardı. Tabii işe yarayıp yaramadığı tartışılırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]
General FictionGüzel, genç bir kadın.... Onun hayatına hiç beklemediği anda giren bir adam.... Genç adamın hayatından çıkmak istemeyen eski sevgili.... Yeni bir çevre, yeni bir iş, yeni bir ev, yeni bir komşu.... Onlar için yeni hayatlarında her şey çok güzel gidi...