Merhaba ✨
Yeni bölüm sizlerle👇
⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?
(Bu bölüm on beşinci bölümle bağlantılıdır)Soru: Burada esir tutulan genç kadının ve caninin kimler olduğu hakkında fikriniz var mı?
Okuduktan sonra tahminlerinizi benimle paylaşır mısınız?Keyifli okumalar💕
Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶
MULTIMEDIA: Bury A Friend, Billie Eilish
Bilir O Beni, Pinhani20-ZAMANSIZ VEDA
01 Ekim 2019, Kanada
Genç kadın yere oturmuş, karnına doğru çekip topladığı bacaklarına sımsıkı sarılmıştı. Kendi kendine ritmik hareketlerle bir öne bir arkaya doğru yavaş yavaş sallanıyor, bunu yaparken başı her seferinde sırtını yasladığı duvara sert şekilde vuruyordu. Gözlerini ileriye doğru dikmiş dalgın dalgın bakarken bomboş bakışları adeta karşısında duran duvarı delip geçiyordu. İlk zamanlardaki kararlılığının aksine şimdilerde artık yüzünde sadece vazgeçmişliğin, kabullenişin, yenilginin ifadesi vardı.
Güçsüz bedeni en sonunda kendisine zorla verilen uyuşturucunun damarlarında gezinmesine öylesine alışmıştı ki yokluğunda krize girip onun için delirecekmiş gibi oluyordu. Tıpkı şu anki gibi.
Faydasız olduğunu anlayıp direnmeyi bıraktığı o akşamın üzerinden çok zaman geçmişti. Her gün zorla aldığı ilaçlarla tüm beyni uyuştuğundan artık neredeyse başını bile kaldıramaz hale gelmişti.
Sevdiği adamın kokuşup çürümeye yüz tutmuş cesediyle bu pis depoda günlerdir beraber kalıyordu. Bakmamak için gözlerini kapatsa bile görüntüsü beynine kazındığından hiçbir işe yaramıyordu. Zaten yarı kapalı olan bilinciyse yok denecek kadar azalmıştı.
Sallanıp başını hızla arkasındaki duvara vurmaya devam ederken sıktığı dişlerinin arasından acıyla "Neredesin? Neredesin kahrolası? Artık dayanamıyorum." diye tısladı. "Dayanamıyorum, duyuyor musun? Gel de ver şu pis zehrini. Bak, sonunda istediğin oldu lanet olası, sevinebilirsin. Onsuz yapamıyorum artık. Sana da, o pis zehrine de muhtacım işte."
Sessizce durup beklese bile sonunda hiçbir karşılık gelmemesi genç kadını şaşırtmadı çünkü en son dakikaya kadar asla gelmeyeceğini hissediyordu. Bu, onun hep yaptığı şeydi. Bekletmekten zevk alıyordu.
Bedeni istemsizce kasılıp titremeye devam ederken gözlerini güçlükle yeniden araladı ve aynı anda karşısında duran cesedi tekrar gördü. İçi sızladı. Nasıl sızlamasındı ki? Bir zamanlar aşık olduğu, sevdiği adamdı o. Göz yaşları, fark etmeden firar edip yanaklarından aşağı doğru istemsizce süzülmeye başladı.
Çok sevmişti genç kadın. Terk edildiğini sanıp günlerce acı çekmişti. Oysa ki sandığının aksine sevgilisi de ona gerçekten aşık olmuş, terk etmemişti. Meğer ruh hastası saplantılı bir manyak sırf platonik aşk besleyip genç kadından kıskandığı için sevgilisini öldürüp bedenini bu pis yerde çürümeye mahkum etmişti. Üstelik bununla da yetinmeyip platonik aşkını kıskandığı için o adamın sevgilisi olan genç kadını da kaçırmıştı. Zavallıyı hiç suçu, günahı yokken türlü işkencelere maruz bırakmıştı ve hala da bırakmaktaydı fakat ne tuhaftır ki tüm bunların sebebi olan adam artık hayatta bile değildi. Çoktan öldürülmüştü. Yetmemişti şimdi de günlerdir cesediyle aynı yerde kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]
Ficção GeralGüzel, genç bir kadın.... Onun hayatına hiç beklemediği anda giren bir adam.... Genç adamın hayatından çıkmak istemeyen eski sevgili.... Yeni bir çevre, yeni bir iş, yeni bir ev, yeni bir komşu.... Onlar için yeni hayatlarında her şey çok güzel gidi...