SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]

30-ONUNLA VE ONSUZ GEÇEN GÜNLER

Merhaba ✨

Yeni bölüm sizlerle👇
⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?

Keyifli okumalar💕

Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶

MULTIMEDIA:Right Now, Nick Jonas & Robin Schulz

30-ONUNLA VE ONSUZ GEÇEN GÜNLER

16 Kasım 2019 Cumartesi, Kanada

Bazı kayıplar herkesten, her şeyden fazla yaralar. Zaman geçse bile asla kapanmaz, kapansa da derin bir iz bırakır. Büyüklüğünü tam olarak kestiremeyiz. Kim bilir, belki de korkar, bilmek istemeyiz. Unutmak için çabaladıkça o sürekli sızlar durur...

Önce severiz, değer verir, güveniriz. Hem de herkesten, her şeyden çok. İnanırız onun diğer yarımız olduğuna. Birbirimize sözler veririz sonra, iyi günde, kötü günde, ölüm bizi ayırıncaya dek hiç ayrılmayacağımıza dair. Aynı evi, aynı yatağı paylaşır, aynı havayı soluruz.

Artık güneş bile bizim için bir başka güzel doğar. Hayat artık daha güzeldir ve dışarıda olduğumuz zamanlarda eve dönmeyi iple çekmeye başlarız. Aradığımız insanı bulmuşuzdur ve yaşantımız düzene girmiştir.

Ne var ki, masallar bile her zaman mutlu sonla bitmezler.

Aylar sonra bir gün eve geldiğimizde görürüz ki o yok, gitmiş, eşyalarını da alıp öylece terk etmiştir.

İşte o gün sanki gizli bir el gelip hayatımıza makas atmış ve tam ortasından ikiye kesmiştir. Hatta zamanla ismi bile olur parçaların.

"Onunla ve onsuz geçen günler..."

     ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Genç adam aradan geçen tam otuz beş güne rağmen hala toparlayamamıştı. Kendisini daha ilk kavgalarında öylece bırakarak terk edip gittiği için eşi Melis'e olan öfkesi hala dinmemişti. Onu unutmak istiyor ama ne yaparsa yapsın asla başaramıyordu.

Son zamanlarda mutsuzluğunu bir nebze olsun hafifletmek için kendini işine daha fazla vermişti. Ne yemek ne de başka şey düşünüyordu. Her gün uykusuzluk ve yorgunluktan gözleri kapanma noktasına gelene dek çalışıyor, sonra da eve gidip yorgun bedenini koltuğa bırakarak çoğu kez üzerini bile değiştirmeden orada sızıp kalıyordu. Hayatındaki her gün artık onun için adeta öncekinin tekrarı gibiydi.

Polen eski sevgilisinin bu zor günlerinde hep yanında olmuş, bir an bile yalnız bırakmamıştı. Başlarda kendine dahi itiraf edemese de hala Mert'e deli gibi aşıktı ve büyük bir sabırla onun kendisini yeniden fark edeceği doğru anın gelmesini bekliyordu.

Kısa bir süre önce, zor günlerinde destek olup yardım etmek bahanesiyle Mert'in evine taşınmış, onun yanında kalmaya başlamıştı.

Tıpkı bir örümcek gibi ustalıkla ağını örmüş sonra da saklandığı yerden, Mert'in ördüğü ağa düşeceği anı sabırla beklemişti.

Bu sırada Mert, yaptığı tüm o planlardan habersiz, geçirdiği zor zamanlarda kendisine destek olduğunu sandığı Polen'e duyduğu büyük minnetle, evine taşınma teklifini kabul ederek tıpkı fırtınadan kaçan teknenin sığındığı liman misali Melis'i unutmak için ona sığınmıştı.
  
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~