Merhaba ✨
Heyecanlı, gizemli bir yeni bölüm sizlerle👇
Bakalım Melis'in başına neler gelecek. Peki ya Alara Sarah?⚠️Okurken tarihlere dikkat ediyorsunuz değil mi?
Keyifli okumalar💕
Sizin için seçtiğim şarkıyı dinlemeyi unutmayın🎵🎶🎵🎶
MULTIMEDIA: Look What You Made Me Do, Taylor Swift
26-YENİ KURBAN
13 Ekim 2019, Kanada
Başımın içine bıçak gibi saplanan ağrının şiddetinden gözlerimi tam olarak açamadığım için etrafı da göremiyordum. Kalkmayı ne kadar çok istesem de içimde, taa derinlerde bir yer, her an kendinden geçmeye hazır bedenime tüm gücüyle baskı yapıyordu.
Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Acaba gece yarısı mıydı, yoksa gün ortası mı? Kim bilir, belki de etraf daha yeni aydınlanıyordu.
Böyle düşünüp dururken içimdeki tembele yenik düşmüş, olduğum yerde tekrar sızıp kalmıştım. Bu kısacık bir an, ya da saatler sürmüş olabilirdi ama açıkçası pek o kadar umurumda da değildi çünkü vücudumdaki ağrılar anbean daha çok artarken tek arzum ağırlaşmış bedenime inat, sadece kalkmayı başarıp ağrı kesici bir ilaç içebilmekti. Üzerimde tonlarca yük varmış gibi hissediyordum. Gözlerimi açmak için kendimi biraz daha zorladım ve nihayet başardığımda büyük bir sorunun beni beklediğini fark ettim.
Evet, gözlerimi açmıştım açmasına fakat etraf hala zindan gibiydi. Elektrikler kesilmiş olmalıydı. Hiçbir şey göremiyordum. Bu karanlıkta, başım bu denli ağrıyorken ilaç aramaya kalkışmam aptallık olurdu. Üstelik de korkarken.
Şartlar böyleyken yardım istemek için Mert'e seslenmekten başka çarem kalmamıştı. İçimdeki panik duygusu her geçen saniye biraz daha artarken sakin kalabilmeye çabalayıp sevdiğim adamın ismini haykırdım.
"Mert... Mert canım uyan! Elektrik kesilmiş, etraf çok karanlık. Kendimi pek iyi hissetmiyorum, bana mutfaktan ağrı kesici getirebilir misin lütfen?"
Cevap vermedi. Kim bilir, belki de duymamıştı, Sakin olmalıydım. Sesimi biraz daha yükselterek şansımı tekrar denedim.
"Mert... Mert! Uyan hadi canım, lütfen bak ama korkuyorum. Mert!"
Yine cevap vermedi.
"Sakin ol Melis." dedim kendi kendime. "Sakin ol! Eğer şu anda kabus görmüyorsan, tek yapman gereken sadece arkana dönüp onu yavaşça uyandırmak. Geçecek, geçecek. Sakin. Evet, ihtiyacın olan şey bu, sakin ol!"
Ağrıdan sızlayan bedenime rağmen, yattığım yerde güçlükle dönüp sırt üstü pozisyona geldim ve elimle diğer tarafı yokladım.
Mert yoktu. Üstelik, yokladığım yerde avucuma çarşaftan çok deri gibi bir yüzey temas etmişti. Yatak sanki olması gerekenden daha küçüktü. Bu da ne demek oluyordu? Neredeydim ben?
Telaş içinde yerimde doğruldum. Zor olmuştu ama en sonunda başarmıştım. Başımı çevirerek etrafa bakındım. Karanlık sadece zifiri karanlık vardı. Bu işte bir tuhaflık seziyordum. Elektrik olmasa da eşyaların silüetlerini, pencereden vuran ışığı görmem gerekiyordu ama göremiyordum. Elimi önüme götürüp salladım. Yine olmamıştı. Sanırım bunun elektrikle ilgisi yoktu. Gözlerim açıktı ve ben hiçbir şey göremiyordum. Neden? Tuhaflık bende miydi? Ama Tanrım yoksa kör mü olmuştum? Neden göremiyordum? Acaba ağrımdan dolayı mıydı ki, geçici miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESİMİ DUY [TAMAMLANDI]
Ficción GeneralGüzel, genç bir kadın.... Onun hayatına hiç beklemediği anda giren bir adam.... Genç adamın hayatından çıkmak istemeyen eski sevgili.... Yeni bir çevre, yeni bir iş, yeni bir ev, yeni bir komşu.... Onlar için yeni hayatlarında her şey çok güzel gidi...