6. İn

1K 149 60
                                    

Kısacık bir duş ile ne kadar toparlayabilirsem o kadar toparladım kendimi. Kiya benim kadar içmemiş, tadımlıkta bırakmıştı dün geceyi. O yüzden benim kadar dağılmış gözükmüyordu.

Aşağı kata indik, ailesi evde değildi. Bana çok saçma bir karışım içirmek istedi Kiya. Japonya'da oyuncu arkadaşlarından öğrenmiş. Vücuttaki toksinleri atmak üzerine içilen bir şeymiş, bu yüzden kusabilirmişim.

Bardağa doğru korkuyla baktım. "Kimin evine gittiğimizin farkında mısın? Yüzüne mi kusayım?"

"Sarhoşken saçmalıyorsun... Saçma salak bir şey dersen?"

"Sarhoş değilim ki şu an."

"Aşk sarhoşluğu da sayılır."

Elimde oynadığım bilekliği ona fırlattım. "Aşık falan değilim ben! Endişelendim sadece."

Kaşlarını kaldırdı ve bir şey demedi. İkimiz de gergin gergin bekliyorduk.

O günden sonra onu ilk gördüğümde ne yapacağımı düşündüm hep. İçimden gördüğüm ilk yerde sarılmak ve "Bir daha asma suratını lütfen!" demek geliyordu. Sonra da defalarca kez özür dileyecektim. Yeter ki bir daha bana soğuk davranmasın, bir daha bana öyle bakmasın.

Niye kız arkadaşından bahsetmediğini de sorabilirdim. Ya da hayatımın en önemli anında neden beni yalnız bıraktığını.

Evin dışında korna çaldığında ikimiz de zıpladık. Kiya son kez aynanın karşısına geçip üstünü başını düzelttiğinde kıkırdadım. Beğenilmek her zaman hoşuna giderdi ve bunun için özen gösterirdi. Ben de gidip kendime baktım. Gözlerimin altı torba torba olmuştu ve morarmıştı. Saçlarım yeni yeni kuruyordu ve zapt edilmeyeceği şimdiden belliydi. Kiya erkek kıyafetleri giymeyi severdi, ondan bir şeyler ödünç almıştım. Bana göre biraz fazla süslü bir gömlekti ama Taehyung'un seveceğini düşünerek geçirmiştim üstüme. Altımda klasik, siyah yırtık pantolonum vardı.

Derin bir nefes aldım. Saçmalamayacağıma dair söz verdim. Fazla soru sorup çocuğu sıkmayacaktım. Gereksiz trip atıp varsayımlarda bulunmayacaktım. İyi olduğundan emin olduktan sonra evden çıkacaktım. Sıkmak istemiyordum.

Ben aynada kendimle bakışırken Yoongi ve Kiya çoktan tanışmıştı. Yoongi ona kur yapıyordu. Normalde Kiya'yı hiçbir erkeğe yakıştırmayan ben, bu sahne karşısında değişik bir mutluluk duydum. Yoongi suratında kaygılı bir ifadeyle bana baktı. "Taehyung daha iyi gözüküyordur şu an emin ol." dedi.

Burnumu sıkıp "Ahh, bu kadar dürüst olmanı sevmiyorum!" dedim. İkisi de güldü. Kiya'nın yanakları mı kızarmıştı ben mi yanlış görmüştüm?

"Kiya'nın en yakın arkadaşın olduğunu neden söylemedin?" dedi Yoongi bana bakmadan. Ortamda Tae varken afallaştığım oluyordu tabi ama yeni tanıştığım birine en yakın arkadaşımdan bahsetmek zaten değişik gelirdi. Bunu ona da açıklayacaktım ki "Hadi ben neyse," diye sesini yükselten Kiya omzuma bir tane geçirdi. "arkadaş bir gün Kim Taehyung ile tanışıyor bir gün Suga ile... Ben kaç gün gecikmeli öğrendim bunları biliyor musun?"

"Suga deme bana." dedi Yoongi. "Suga diye hitap edilince sürekli havalı davranmak mecburiyetinde hissediyorum. İğrenç esprilerim içimde patlıyor."

Ben aradan çekileyim demek istedim. Beni Taehyung'a fırlatın siz ne yaparsanız yapın. Çocuk orada hasta yatağında belki de gerçekten de Yoongi'nin dediği gibi beni sayıklıyor ve siz burada flörtleşmekle meşgulsünüz!

"E hadi ama!" dedim sesim titreyerek. "Hasta hasta bekletmeyelim."

"Sakin ol güzellik."

Yoongi kıpır kıpırdı, bir şey demek için kıvrandığını hissettim. Israrlı bakışlarıma dayanamayınca "Şey, Jeongguk?" dedi küçücük bir sesle.

pixels || taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin