Eğer iyi bir arkadaş olsaydım Hoseok'un mektubunu gerektiği zaman verirdim. Eğer iyi bir arkadaş olsaydım biri bana bir görev verdiğinde, benden bir şey rica ettiğinde zamanında yerine getirirdim. Eğer iyi bir arkadaş olsaydım gözlerimi bir an olsun Taehyung'tan ayırıp etrafımda olanları dikkatimi verir ve kırmızı çizgileri ben kendim fark ederdim.
Şimdi kutlamaya çıktığımız bu güzel akşamda ortam bu kadar gergin olmazdı, her şey önceden fark edilirdi ve her şey gerektiği gibi işlerdi.
Meğersem Hoseok mektubunda çok önemli bir şeyi hatırlatıyormuş Yoongi'ye... Ve aylar önce vermem gereken mektup ben düğün için yurt dışına çıkana kadar bavulumda çürürken aslında Kiya da bazı şeyler fark etmiş ama gelip Yoongi'nin konuşması gerektiğini düşünmüş.
Bahçede geniş bir masada otururken gözlerimi Kiya-Yoongi-Jimin üçlüsünden ayıramıyordum.
Anna'nın ölümü hepimizi sarsmıştı ve bebeği görmemize izin vermiyorlardı.
Taehyung bir akşam bana -nişanlandıktan sonra- bence bebeği evlat edinmemiz gerektiğini söylediğinde saatlerce ağladığımı hatırlıyorum. Çünkü aklımdan geçen şey tam da buydu. Anna'ya olan sevgim ve şefkatim, bebeği görür görmez aşık olmam ve bunun gibi bir çok işaret o bebeğin benim kaderim olduğunu çoktan gösteriyordu bana. Hiçbir annesiz babasız evladın devlet korumasında aileden aileye sürünmesine izin vermek istemezdim ama bu bebek başkaydı, bu bebek özeldi. Hayatımıza hiç beklediğimiz anda ve beklediğimiz şekilde girmişti, bizimle bir bağı bile yoktu ama kalbe söz geçirmek imkansızdı.
Masanın altından el ele tutuşan Jimin ve Yoongi'yi gördükçe gülesim geliyordu. Neyse ki Kiya tanıdığım en anlayışlı insan olduğu için ve o da benim gibi bazı şeyleri görmezden geldiği için kendini suçluyor çok sıkıntı çıkmıyordu ama yine de gerginlikler vardı.
Mesela Yoongi "Tatlım peçete uzatır mısın?" dediğinde bir buçuk yılın verdiği alışkanlıkla peçeteye uzanan Kiya gibi... Ya da "Yoongi faturaları ödedik mi ödemedik mi?" diye gelişigüzel aklına geleni söyleyen Kiya gibi.
Yoongi ve Jimin.
İtiraf etmeliyim Jimin'i uzun zamandır bu kadar mutlu görmemiştim. Gerçekten ve gerçekten garip hissettiriyordu çünkü çok yakın arkadaşım olan Yoongi, ahiretliğim Kiya'dan cinsel yönelimleri nedeniyle ayrılıyor ve kalbi çoktandır bildiği ama yeni fark ettiği yeni evine, diğer ahiretliğim Jimin'e yola çıkıyordu. Ve ben bu karmaşıklık sırasında aralarında bir köprü gibiydim.
Eğer yakın bir zamanda düğünümüz olmasa gerginliğin olduğundan çok daha artacağından emindim ama Kiya ve Jimin şu an sadece "En yakın arkadaşımız evleniyor!" modundaydı "En yakın arkadaşım sevgilimi çaldı." ya da "En yakın arkadaşımın sevgilisiyle çıkıyorum." modunda değil.
Nikahımız geçen hafta çıktığımız bir haftalık Tayvan gezisinde kıyılmıştı bile. Fakat düğün gecemizi daha özel kılmak adına ayrı kalıyorduk. Ben Jimin ve Kiya ile beraber (Kiya hala ev ve bir ev arkadaşı bakıyordu), Taehyung ise Yoongi ile kalıyordu. Dağ evinde de kalabilirdi ama hazırlıklar yüzünden sık sık şehre inmemiz gerekiyordu ve yol oldukça uzundu.
Namjoon kadehini bizim için kaldırdı. "Taehyung ve Jungkook'a!" Hep beraber kadehlerimizi tokuşturduk ve şaraplarımızı kana kana içtik. Jimin bile, yanında Yoongi olduğu için, güvenle birkaç yudum aldı.
Taehyung'a eğilip "Beni dövmezsen bir şey söyleceğim." dedim. Taehyung gözlerime şöyle bir bakış attı ve "Yoongi ile Jimin'in mükemmel bir çift olduğunu söyleceksin." dedi.
"Nereden bildin!?"
"Aynı şeyi düşünüyorum. Ve bakışlarından belli oluyor."
"Seninle hiç konuşmuş muydu bu konuyu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pixels || taekook
FanfictionEliyle saçlarımı okşarken "Sakın ağlama Jeongguk," dedi kulağıma, "Ağlarsan kalbimin sana söylediği şarkıları duyamazsın." (tamamlandı) 18.01.2019 13.12.2020