#26

3K 193 50
                                    

"Ee,ne yapalım?"

"Bilmem,bana fark etmez."

"Bana da fark etmez."

Berk arıyor...

Barış'a bakmayı bırakıp telefonuma odaklandım.

"Efendim Berk?"

"Neredesin?"

Depresyondayım.

"Dışarıdayım."

Dedim aptal iç sesime kulak asmayarak.

"Kimle?"

"Barış."

Adını söylediğimde Barış telefonuna bakmayı bırakıp bana odaklandı.'Bir sorun mu var?' der gibi kaşlarını çatarken,kaşlarımı 'Hayır,yok.' anlamında havaya kaldırdım.

"Barış mı?"

"Evet,n'oldu?"

"H-hiç...Neyse siz şey yapın o zaman,ben de şey yapayım."

Dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Anlamayarak kaşlarımı çattım.

"Ne dedi?"

"Normal konuştuk işte."

"Peki...Yemek mi yiyelim ilk önce?"

"Olur."

Dedim gülümseyerek.

****

"...Bu da böyle saçma bir anı."

Dedi gülerek.Gülmekten konuşamıyordum.Cidden aşırı saçma ve komikti önceden yaşadığı olaylar.

O,hararetli bir şekilde anlatmaya devam ederken onu dikkatle dinliyordum.Kolamdan bir yudum aldım.Ancak tam da o sırada dünyanın en saçma ve utanç verici olayı başıma geldi.

Ağzımı tutturamadım ve kola çenemden aşağı akıp gitti.Barış,anlatmayı bırakıp hâlime kahkahalarla gülerken utançtan yerin dibine girmek üzereydim.

Yaklaşık 10 dakika sonra yavaş yavaş gülmeyi keserken somurttum.

Tamam,bu olay başkasının başına gelseydi ben de kahkahalarla gülerdim ama benim başıma gelince hiç de komik olmuyordu.

Barış,önündeki profiterolu göstererek,

"Sana çikolata çeşmesi yapayım mı?"

Dedi.Ben de başımı sallayıp nasıl yapacağını merakla beklemeye başladım.

İlk önce ağzına kocaman bir kaşık profiterol aldı ve daha sonra çikolatayı ağzından kaba akıtmaya başladı.Ben,iğrenmek yerine kahkahalarla gülerken o da ağzını temizleyip bana katıldı.Etraftaki insanlar bize 'Nörüyo la bu mallar?' bakışlarını atarken onları umursamadım.

Başka bir kız olsaydı Barış'tan çoktan soğumuştu.Ancak ben onların aksine Barış'a kendimi daha da yakın hissetmeye başlamıştım.Ne de olsa bana benzeyen insanlarla kolay karşılaşmıyordum.

Oradan sonra ilk gördüğümüz banka yerleştik ve 'Kim daha uzağa tükürecek?' yarışmasına başladık.

Hayır,şaka yapmıyorum.Ciddiyim.Bunu cidden yaptık.Yarışmanın sonucunda çok az bir farkla ben galip olurken küçük bir çocuk gibi ellerimi çırptım ve yerimde zıpladım.

"Ben kazandım!"

"Tebrik ederim.Ustası olmuşsun sen bu işin."

Kıkırdayarak onu onayladım.Küçükken Emre'yle az kapışmıyorduk.

Günün sonunda gülmekten çenem ağrırken Barış'la vedalaştım.Beni evimin önüne kadar bırakmıştı.

"Çok eğlenceliydi."

Dedim sırıtarak.O da gülerek beni onayladı.

"Bence de.Sık sık yapalım."

"Olur...Neyse,görüşürüz."

Dedim lafı uzatmayarak.

"Görüşürüz."

Ona arkamı dönüp eve doğru yürürken 'İyi ki o gün ısrar etmiş de tanışmışız.' diye düşünüyordum.

Kapıyı Emre açarken bana sorgulayan gözlerle baktı.

"Saat kaç oldu?"

Dedi kaşlarını çatarken.

"Sen ablana artistlik mi taslıyorsun lan bıdık?"

"Yok abla,estağfurullah.Hoş geldin."

Dedi anında minnoş bir kediye dönüşürken.

Poposuna tekmeyi yapıştırıp ona 'yürü' komutunu verdim.

"Acıdı ama ya!"

Kıkırdadım.

Emre'yi es geçip merdivenleri hunharca çıkarken ayağım birbirine dolaştı ve son basamaktan ilk basamağa doğru uçuşa geçtim.

İlk defa popomun üstüne değil de başımın üstüne düşmüştüm.Ağzımdan bir 'ah' nidası çıkarken Emre gülmekten yerlere yatıyordu.

Bugün oldukça şanssızdım.İçimden 'Kim beddua etti lan bana!' diye düşünürken annem ve babamın da Emre'ye katılması çok sürmedi.

"Abla,havada parende attın az önce!"

"Kapa çeneni Emre!"

Evde annemin,babamın ve Emre'nin kahkahaları yankılanırken çaresizce ayağa kalkmayı denedim.İlk denememde yeri tekrar boylarken ikinci denememde başarılı olmuştum.Homurdanarak ve topallayarak merdivenleri hunharca değil de sakince çıkarken odama zor da olsa ulaşmayı becerdim.Kendimi yatağıma atarken aptallığıma gülmeye başladım.

O kadar yorulmuştum ki üstümü bile değiştirmeden uyuyakaldım.

Bölüm sonu..

Bu bölüm çok linç yiyecek bu arada ŞDÇDÖŞFŞŞSÖÇDÖFÇÇEÖÇW

Sizce Barış mı,Berk mi?

PSİKOPAT KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin