#10

4.1K 239 11
                                    

"Biz kaçtık.Hadi Uzay."

Uzayla birlikte evden çıkarken heyecanıma engel olamıyordum.Evet,bugün Buse'nin okuldaki son günüydü!

Sınıfa hızla girerek sırama oturdum ve çaktırmadan Berk'e doğru baktım.Gözlerim ve ağzım aynı oranda açılırken hemen kendimi toparladım.Ne var yani Buse,Berk'in omzuna başını yaslamışsa?!

Buse'nin ağzını,burnunu kırmak için daha ne kadar bekleyeceksin aptal!

Öyle bir şey yapmayacağım geri zekâlı! Berk'e karışamam.O benim sevgilim falan değil!

"Buğlem?"

"E-efendim K-Kubilay?"

"Titriyorsun sen?"

"H-hayır,n-ne alaka? İyiyim ben!"

"Ama-"

"İ-iyiyim dedim!"

"Pekâlâ."

Daha fazla dayanamayarak yerimden hızla doğruldum.Buse'ye saldırmayacağım merak etmeyin.

Lavaboya koşarak ilerlerken yine birine çarptım.Popom yerle buluşurken  yüzümü acıyla buruşturdum.

"Buğlem! İyi misin?"

Barış beni kolumdan tutarak kaldırırken 'iyiyim' anlamında başımı salladım.

"G-gitmem gerek.S-sonra görüşürüz."

"Titriyorsun! Gerçekten iyisin değil mi?"

"E-evet,Barış.Merak etme."

Barış'ın yanından hızla ayrılarak lavaboya girdim ve etrafı kolaçan ettim.Ardından kapıyı hızla kapattım.Berk yoksa verdiğim sözler de geçersiz sayılırdı.Her zamanki gibi duvarları yumruklamaya başladım yine.Sinir çığlıklarıma engel olamayarak bir de tekme savurdum duvara.Birden arkamdan biri kavradı ve beni duvardan uzaklaştırdı.

"Buğlem!"

Bu kişinin Berk olduğunu anladığımda daha çok sinirlendim ve tepinmeye başladım.

"Bırak lan beni!"

"Sakin olmazsan bırakmayacağım!"

Küçük Berk'e tekmeyi savururken Berk'in kolları gevşedi ve bir küfür mırıldandı.Fırsat bu fırsat diyerek kaçmak için kapıya yöneldim ama beni kolumdan yakalayıp oldukça sert bir şekilde duvara yasladı.

"Buğlem,affet artık.Özür diledim kaç kere!"

WhatsApp'tan yaklaşık 50-60 kere özür dilemişti ve sürekli arayıp durmuştu ama ben onu takmayarak engeli basmıştım.

"Sana benden uzak dur demiştim!"

"Kendine zarar vermeyeceğine dair bir  söz vermiştin!"

"Bundan sonra hayatımda yoksun.Sen yoksan,verdiğim söz de geçersiz sayılır!"

Ardından yaklaşık 3-4 saniye etraf ölüm sessizliğine büründü.Bu suskunluğu bozan şey ise elimden zemine doğru damlayan kan damlalarının sesiydi.

"Şimdi beni rahat bırak."

Ellerimi suyun altına tuttum ve hissettiğim acıyla gözlerimi yumdum.
Berk hiç beklemediğim bir anda arkamdan sarılarak kulağıma fısıldadı:

"Seni iyileştireceğim.."

"Beni rahat bırak."

dedim zorlukla.Zira şu an çok yakınımda duruyordu ve bu,kalbimin ritminin bozulmasına sebep oluyordu.

"Her zaman yanında olacağım..İstesen de,istemesen de.."

Ellerimi çeşmenin altından çekip Berk'in yüzüne bile bakmadan oradan ayrıldım.Pardon ayrılamadım.Çünkü Berk beni kolumdan yakalayıp hızla kendine çekti ve sarıldı.

"Özür dilerim,özür dilerim,özür dilerim...çok özür dilerim.."

Şu an ona sarılmamak için ultra çaba sarf ediyordum.

"Bırak Berk."

"Bir kere sarıl,bırakayım."

"Bırak dedim."

"Bir kere sarılırsan bırakacağım."

Oflayıp kollarımı gevşek bir şekilde boynuna doladım ve iki saniye geçmeden çektim.

"Oldu mu?"

"Hayır,daha gerçekçi sarılmanı istiyorum."

"Bırak Berk,sınıfa gideceğim.Ders başladı!"

"Gerçekçi bir şekilde sarılana kadar bırakmayacağım!"

"Sana sarılmak istemiyorum..."

Sesli bir şekilde yutkundu.

"Seninle konuşmak,seninle aynı sırada oturmak istemiyorum.Her zaman yanımda olmanı da istemiyorum.Tek istediğim benden uzak durman Berk.."

Ağır laflar söylediğimin farkındaydım.Ancak hak etmişti.

Kolları yavaşça belimden ayrılırken yüzüme kırgın gözlerle baktı.İşte tam da o an kalbimden bir şeyler kopup gitti.Söylediklerimden pişman olmuştum ama artık çok geçti.

"Demek öyle...Pekâlâ.Senden uzak duracağım."

"Berk-"

Ardından arkasını dönüp beni bu kokuşmuş yerde tek başıma bıraktı.Ben de arkasından öylece bakakaldım.

****

"Ben bir eve uğrayacağım.Sonra geleceğim yanınıza."

dedim Mine'nin kulağına fısıldayarak.

Mine 'tamam' anlamında başını sallarken yanlarından ayrıldım.

"Hadi Uzay."

Uzayla birlikte eve doğru yürürken çok sessizdik.Ne o konuşuyordu,ne de ben.
Sonunda eve vardığımızda Uzay benden önce davranıp zile bastı.

"Hoş geldiniz çocuklar."

Annem sımsıcak gülümsemesiyle içimi ısıtırken istemsiz bir şekilde gülümsedim.

"Hoş bulduk.."

Hemen içeri girip odama koştum ve üstümü değiştirip alt kata indim.
Babam,Uzay,Emre,eniştem maç izliyor;annem ve teyzem dedikodu yapıyor,Aras da yere oturmuş oyuncaklarıyla oynuyordu.

"Anne ben çıkıyorum."

"Tamam,kızım geç kalma."

Evden çıktım ve hızlı hızlı yürüyerek kısa sürede mekâna vardım.Tam cebimden anahtara uzanacakken arkamdan bir ses geldi.

"Buğlem?"

İrkilerek arkama döndüm.

"U-Uzay?"


Bölüm sonu..

PSİKOPAT KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin