PSİKOPAT KIZ

#43

YN/ Multideki şarkılarla bölümleri bağdaştırmayın.Sadece severek dinlediğim şarkıları atıyorum,bölümle herhangi bir alakası yok.İyi okumalar❤️

İstanbul'a geldiğimizde hiç vakit kaybetmeden özel mekâna girdik.Barış yolculuk sırasında 2 kez uyanmıştı.En son uyanışında İstanbuldaydık ve bu yüzden yakın zamanda uyanmayacağını düşünüyordum.Onu sandalyeye bağlayarak Berk'e baktım.

"Çok yoruldum ya.Bana bir bardak su getirir misin Berk?"

"Kendin alamayacak kadar yorgun musun ya?"

Diyerek gülümsedi Berk.

"Evet,nolur!"

"Pekâlâ."

Dedi ve mutfağa yöneldi.Hızlıca koltuğa yönelerek koltuktaki eterli bezi tazeledim ve yavaşça mutfağa ilerledim.Berk bana o sırada sürahiden su koyuyordu.Elindeki su dolu bardakla arkasını döndüğü sırada eterli bezi burnuna bastırdım ve bayılmasını sağladım.Elindeki bardak yere düşüp kırılırken Berk'i mümkün olduğunca tuttum ve içeriye doğru sürüklemeye başladım.

"Üzgünüm Berk.Bunu yapmak zorundaydım."

Berk'i başka bir odaya taşıyarak onu da sandalyeye bağladım ve ağzını kapattım.Daha sonra odadan çıkarak kapıyı kapattım.

Barış'ın yanına gittiğimde uyanmıştı.

Fazla kızgın görünüyordu.

"Aa,uyanmışsın.N'aber bebeğim?"

Kahkaha atarak yanına yaklaştığımda konuşmak istiyordu ancak ağzı bantlı olduğundan konuşamıyordu.

Ağzındaki bandı sökerek canını bile bile yaktım.

"Ah,acıdı!"

"Ohh,tıraşın da bedavaya geldi.Daha ne istiyorsun be?"

"Buğlem beni hemen çöz! Burası neresi,sen manyak mısın ya?"

"Manyağım lan,manyağım! Bana yaptıklarının bedelini tek tek ödeteceğim sana Barış!!"

Yüzüne doğru hayvansal bir şekilde bağırdığımda sessiz kaldı.

"Bana bulaşmayacaktın."

Dedim gülerek.

"Buğlem."

"Efendim Barışcığım?"

"Biz...baştan başlayalım mı? Özür dilerim her şey için.Lütfen."

"Ne?"

"Baştan başlamak istiyorum."

Gülümseyerek ona yaklaştığım sırada gerçekten hak ettiğini düşünüyordum.

Tabi ki tokadı!

Suratına osmanlı tokadını yapıştırdığım sırada etrafta 'şak' sesi yankılanmıştı.

"Sen kimi kandırıyorsun lan? Aynı numarayı ikinci kez yemem!"

Sinirli bir şekilde yerinde kıpırdadığı sırada ipleri koparmayı denedi.

"Boşuna uğraşma.Kaliteli ip bu! Kolay kolay kopmaz."

Dedim gülerek.

Son kez denediğinde ipleri çözememekle birlikte yeri boylarken güçlü bir kahkaha patlattım.

"Aptal!"

"Kes sesini!"

"Ne dedin sen?"

Hızlıca Barış'tan uzaklaşarak kenardaki dolaba koştum.Açarak elime ilk gelen şeyi alıyordum ki durdum.