İMGE - I

Bölüm 11: Drea'nın Kanatları

Tam tempo okumalar!

*

Rosalie Stefan.

"Oğlum hâlâ çok acıyor lan!"

Alec koltuğa yayılarak pantolonunun kemerini açtığında dişlerimi sıktım. Sabah sabah hepsinin birden ne halt yemeye burda olduklarını bilmiyordum ama Alec ucubesi üç dakika daha o koltukta o şekilde yatarsa hepsini kapı dışarı edebilirdim.

Dexter bilgisayarını tutmaya çalışarak içeri girdi ve çalışma masasına oturup bilgisayarı bize çevirdi. Eliyle ekranda parmaklarını oynatarak ekranın duvara yansımasını sağladı ve boş gri duvar dijital bir dev ekrana dönüştü.

Ayağa kalkıp elini duvara sürterek sayfaları etkinleştirdi.

"Ailesinin ölümü ve sonrasını biliyorsunuz. Ben daha öncesini araştırdım. Andrew'in iki çocuğu var; Bella'nın annesi ve teyzesi. Bella'nın ailesi normal insanlar fakat teyzesi özel yeteneği olmayan bir sihirbaz. Bella'nın ise doğrudan büyükbabası Andrew'in genini alması tuhaf."

Dexter diğer boş bilgileri aktarırken Jackson'ı seyrettim. Fazla dikkatliydi. Onu tanımam için aynı kanı taşımam veya aynı anneden doğmamıza gerek yoktu. Onu bu haliyle bile ezbere biliyordum.

Zaten Jackson Alistair gibi değildi, özeldi. Babam o yüzden onu büyük felaketten kaçırıp bize getirmiş olmalıydı. Daha önce hiçbir sihirbazın sahip olamadığı bir yeteneğe sahipti ve bunu çok ustaca kullanıyordu.

Bella'ya ise bu kadar uzakken bir o kadar yakın olması dikkatimden kaçmamıştı.

Ondan etkilenmiş veya onu seviyor olamazdı. Jackson'ın Victoria'dan sonra tüm sevme yeteneği yok olmuştu. Üstelik hâlâ Victoria'yı beklediği gözle görülür bir gerçekti.

Bella'da farklı bir şey olmalıydı.

Vicdan azabı olamazdı. Jackson her ne kadar sempatik görünse de herkesten daha acımasız ve umursamazdı. Hatta minnetsizlikte ve aksilikte Alistair'ı mumla aratabilecek cinstendi o.

Yine de o benim hayatımda sevdiğim tek erkekti. Öz abimi bile onun kadar sevdiğim söylenilemezdi.

Herkesin beni sevimsiz bir feminist gibi görmesi umrumda bile değildi.

Erkekler, yaptıkları hatayı çok beğenip defalarca tekrarlayan fakat karşısındakini ne kadar kırdıklarını hesaplamayan bencil varlıklardı.

"Yani ne yapıyoruz?" dedi Sarah ceketini üstünden çıkarırken. Ve en çok da Alec'den nefret ediyordum. Sarah ise gidip Alec'e âşık olmuştu. Neden benim gördüklerimi onlar göremiyorlardı? Neden Alec'in her kız gibi ona da değer vermeyeceğini göremiyordu?

"Isa'nın kimliğini Anrew'den saklayacağız." Jackson ayağa kalkarak koltuğa attığı deri ceketini okul gömleğinin üstüne geçirdi. Kravatı geçen hafta benim yaptığım gibi durmuyordu, bozulmuştu.

"Bella Andrew'le aynı evdeyken bunu nasıl yapacağız?"

"Andrew yıllardır kimliğini gayet güzel saklıyor. Kendi ailesi bile onu Carlo Black olarak tanıyor."

Jackson masanın üzerinden arabasıbın anahtarını alıp gizli odanın çıkışına ilerledi.

"Andrew eğer kaybettiği yeteneğinin Isa'da olduğunu öğrenirse onu öldürür. Ölmemesi için elimden geleni yapacağım. Onu yakınınızda tutun."

Odadan çıkarken herkes birbirine baktı.

Jackson'ın hepimizden sakladığı bir şey vardı.