33. BÖLÜM "KIRIK KALP"

96.1K 3.8K 1K
                                    

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

33. BÖLÜM "KIRIK KALP"

Akşam yemeğinde keyifsiz olmamız kimsenin gözünden kaçmamıştı, sessizlik içinde geçen dakikalar herkesi biraz huzursuz etmişti. Nehir konuşup ortama renk katmaya çalışmış başarısız olmuştu.

Pencerenin ardında kollarımı kavuşturmuş kara kara düşünüyordum.
Cesur yorgunluktan uyuyakalırken ben o yolun kenarından bile geçmemiştim. İyi olmadığım günlerde gözüme uyku girmiyordu ve bu halime sebep olan Korkut akşam yemeğini tadını çıkararak yemiş utanmadan bana göz kırpıp Süreyya Hanımla laf sokma yarışına girişti. Tabii kimse takmadı anne oğul atışmasına ve söz dönüp dolaşıp Cesur'un holdinge hızla geri dönüşüne gelince Korkut dişlerini sıkıp bariz öfkesini Cesur'a bakara giderdi. Onu deli gibi kıskanıyor ve zayıf yönünü bilmediğinden gözden düşüremiyor, bu yüzden geçmişimi kullanıp ailenin ona olan güvenini sarsmaya çalışacaktı.

Çareler tükenmişti ve zamanım dolmuştu, gidipte kalmak arasında duran ince çizgideydim, vereceğim karar ne olursa olsun bana zarar verecekti. Kaçmamın anlamı yoktu, önümde iki kötü sonuç var, birini tercih etmeliyim ve eninde sonunda aşağıya ineceğimi biliyorum çünkü bu işten kaçış yoktu.

Kapıya ilerledim, kulpu kavrayıp sıktım son kez omzumun üstünden beni kendinden bile koruyan adama baktıktan sonra kapıyı açıp odadan çıktım.

Suçluluk duygusu kalbimi kıskıvrak yakalayınca tek adım atamadım, öylece kapı önünde durdum ve yanlış yaptığımı anladığım gibi tekrar odaya girdim.

Cesur'un güvenini kaybetmektense ailenin gözünden düşmeyi yeğlerim.

"Nisa." Büyükçe yutkundum. Cesur uyanmıştı. Yatakta doğrulunca bakışlarım yüzüne tırmandı gözlerini açık bulmamla ne yapacağımı bilemedim. "Yaklaş." Dediğini yaptım, adımlar atarken korku bana düşünme yetimi kaybettirdi, artık bahaneler üretemezdim, gerçeği söylemek kolaydı ve Cesur'u zaptetmek zordu, hatta imkansızdı. Eliyle yatağın kenarına oturmamı istedi onu yine ikiletmedim. "Niye ayaktasın?"

"Uyku tutmadı."

Başını yana eğdi. "Nereye gittin?" Ona hemen cevap veremem, kendini kaybetmesin diye önce önlem almalıyım sonra her şeyi anlatmalıyım ve Cesur'un dizginsiz öfkesi karşısında duracak hiçbir güç yok gibi. "Ne saklıyorsun benden?"

"Anlatacağım ama-"

"Ama ne." diye terslendi hemen böyle yapacağını biliyordum. "Şu an en nefret ettiğim şeyi yapıyorsun."

"Kontrolsüz davrandığın içindir."

Böyle dememle gözlerini gözlerimden kaçırdı, Burak Aksoy'u nasıl hastanelik ettiğini anımsadığına eminim ve huyunu bildiği halde benden ona normalmiş gibi davranmamı istiyordu.

"Sen benim hassas noktamsın, tüm sınırlarımı ortadan kaldırmasaydın olaylara aşırı tepki vermezdim."

"Başta böyle değildin."

"Doğru." Gözlerime baktı. "Yıllar önce kendime bir sınır çizdim, zaman geçince kendimi dizginleyebildim, o çizgiyi hiç aşmadım. Neden şimdi diye merak ediyorsundur ve sen sormadan ben cevap vereyim; bilmiyorum. Sen üzülünce tetik halinde bekleyen canavar ruhumda gözlerini açıyor, beni ele geçiriyor ve gözüm kimseyi görmüyor."

"Seni bu hale ne getirdi?" Yutkundu, sormamam gereken bir soru sordum ileri giderek, ondan çocukluğunu anlatmasını istemek bencillikti ve Asaf beni bu konuda daha önce uyarmıştı ama Cesur beni şaşırtarak soruyu yanıtladı.

"Bir kadın. Bir dost. Ölüm."

Konuyu deşmeden kapattım, gözlerinde beliren acıya daha fazla dayanamadım.

CESUR/çürük koza(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin