52. BÖLÜM "YALNIZ KALAMAMAK"

50K 2.9K 693
                                    


Uygulama oturum kapattı arkadaşlar günlerdir uğraşıyorum ve tekrar giriş yapabildim. Yani keyfime sizi bekletmedim, bilin.
Ay çok mutlu oldum.

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

52. BÖLÜM "YALNIZ KALAMAMAK"

Sevmek güzeldi, sevilmekte güzeldi ve sevildiğim adamın teninde, soluğunda, kokusunda, dudaklarında ve atışlarında olmak çok sevmekten daha öteydi.

Şimdiki anım tüm duyguları önüne katıp götürürken ardında bıraktığı huzuru hiçbir şeye değişmem.

"Aklından geçen iyi şeyleri bilmek isterim."

Dudaklarını dudağıma sürtüp tekrar kenarında soluklandı. "Hala merak ediyor musun?"

"Evet." Böyle devam etmesini herşeyden çok istiyordum. "Merakımı gider."

Dudaklarındaki saniyelik kıvrılmayı tenimde hissettim ardından öpücükler geldi, küçük tatlı insanı çıldırtan dokunuşlar.

Telefon çaldı, duymazdan geldik.

Gerçek öpücüğümü ondan almak için sabırsızlanıyordum, karşılık verecek gittiği yoldan gidecektim sonra soluğu odamızda alacaktık lakin herşey hayal etmekle sınırlı kaldı.

"İnatla çalıyor." dedi Cesur, yüzünü boynuma gömdü uzunca soluklandı.

"Önemli olmalı."

"Açmak istemiyorum." dese de kendi telefonundan kaçamazdı. Sehpanın kenarındaydı. Susmak bilmeyince yüzünü boynumdan çekti, gözlerime baktı, korkuyu gördüm bakışında, benden haber alamadığı için çok endişelenmişti dile getirmiyordu ama gözleri onu ele veriyordu. Anladı nasıl hissettiğimi, ben iyiyim diyemeden koltuktan kalktı telefonu alıp benden uzaklaştı, sırtı bana dönük pencereye yürüdü. "Evden gideli çok olmadı Kemal Bey en az bir saat dayanırsın dedim."

Karşı tarafı dinledi. "Seninle dalga geçmiyorum." dedikten sonra camdaki yansımasına baktım, babası her ne dediyse kaşları çatıldı ve keyfi kaçtı.

"Seni dinliyorum baba."

"Bu adam canımı sıkmaya başladı. Açık açık işi gücü bırak benimle uğraş diyor it!"

Kastettiği kişi kesinlikle Gökhan Güngör'dü. Cesur sinirlendiğine göre ondan başkası olamazdı. "Kafama estiği gibi davrandığımı ne zaman gördün." Salonda volta atmaya başladı. "Evet... Biliyorum... Farkındayım... Ama canı dayak istiyor." Pencerenin ardına geçti yine, elini cebine koyup Kemal Beyi dakikalarca dinledi. "Peki, öyle olsun... Burada, onunlayım... Gerekirse yaparım ve bir korkak gibi davranmamı bekleme... Ben kimsenin işine burnumu sokmadım elinden de almadım... Gökhan Güngör adam satın alacağına keşke elindeki kaleme biraz zaman ayırsa canımı sıkmasa." Gözlerini karanlıktan alıp camdaki yansımama dikti. "Herkesten daha çok... Biliyorum, daha dikkatli olurum... Tamam baba, senin için görmezden geleceğim, adam da rahatça elini kolunu sallayıp arkamdan iş çevirmeye devam etsin." İç çekince göğsü kalkıp indi. İnsanın iş hayatında düşmanının olması, ayağını kaydırmak istemesi ve senin bunu bilmen kötü bir his olmalı. "Söylerim. Bu arada Süreyya Hanım seni haşladımı?"

Sence dediğini duyar gibiyim.

Yüzü yumuşadı, babasını dinlerken bana döndü ve ağır adımları onu yine yanıma getirdi.  "İyi, daha zamanın var. Selçuk Abi elini çabuk tutarsa paçayı kurtaracaksın." Sırıttı. Önümde dururken onu süzdüm, geniş omuzları, güçlü pazuları vardı. Karıştırmaktan dağılan saçları, açılmış yakası, cebindeki eli ve dik çenesiyle havalı görünüyordu.

CESUR/çürük koza(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin