Lütfen yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.58. BÖLÜM "SANA KAYBETTİĞİMDE"
Parmaklarım kara pusulamda gözlerim aynadaki yansımamda olacakları düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Cana kasteden adamın topuğuna sıkılmıştı, hayattaydı, haber hızla medyaya yayılmıştı ve gördüğüm gibi sinirlerim bozuluyordu.
Sıra Gökhan Güngör'e gelmişti, göz göze dişe diş saçmalığını devam ettirecektir. İçine düştüğümüz durumdan kurtulmamız artık imkansızdı ve bu göz dağı işi normalmiş gibi davranamazdım.
"Endişelenmeyi bırak."
Kolaydı sanki. "Sana karşılık verecek." dediğimde Cesur dolaptan siyah kazağını çıkarıyordu.
"Önce toparlanması gerek. Ya sonra diyeceğini bildiğimden..." Aynadaki yansımama baktı. "Boş durmayacağız, yaptığı pis işleri biliyoruz ama kanıtımız yok. Bulmak için yardım alacağım."
"Kimden?"
"Baş komiser Özgür Bozok'tan." Adamı anımsadım, şimdiye dek iki kez karşılaşmıştım ve tekin birine benziyordu. "Güvenebileceğim biri, kimseye hissettirmeden o iti araştırabilir. Gökhan Güngör yaptığı pis işlerin kopyasını kesinlikle elinin altında bulunduruyordur. Dosyalarını nerede sakladığını bulabiliriz. Biraz zaman alacak çünkü el altından iş yürütmek sıkıntı."
"Olsun, doğru kapıya gitmen, kendini tehlikeye atmandan iyidir." Başını salladı suçluluk ifadesinden geçerken. Gömleğini indirince köprücük kemiğindeki izimi gördüm, şarjör tenini morartmıştı. Kazağını giymeden yanına gittim, morluğu dokundum. "Acıyor mu?"
"Senin beni terk ettiğin kadar değil. Yaram iyi kötü kapanır, etimdeki morlukta geçer, ama sen geri dönmezsin."
İnsanın eşini tanıması iyi bir şeydi. Ona göre davranır incinmesin diye çabalar ve başına buyruk davranmayacağını hatırlatıyordu.
Cesur bakışlarını gözlerimden ağzıma düşürdü, konuşmamı istiyor, ne söyleyebilirin ki, sözler vermek doğru olmaz, yanlış yapmıştı desteklemem imkansız, sadece "Yanındayım." diyebildim, elimi çektim.
"Bana karşı hala soğuksun." dedi, öyleydim, keşke daha sıcak davranabilsem. "Ama ilk defa kabuğuna çekilmedin, buna da razıyım." Üstüme gelmediği için ona gülümsedim, dediklerinde haklıydı, mutsuz olsam da duvarlar üstüme gelmiyor nefes alabiliyordum.
Cesur kazağını giydi bense saçlarımı yukardan toplayıp lastik tokayı sıkı topuza geçirdim. Aşağıya inmek için hazırdık. Odadan çıkarken tekrar göz göze geldik, ailenin yaşanan olaya vereceği tepkiye kendimizi hazırladık. Eşimin yüzü yine duvara dönüşünce tüm pişmanlığı silinip gitti. Ben onun kakar başarılıdır değilim, üzüntümü gizleyemedim ve salona ayak basmamızla kahvaltı masasına oturanların keyifsiz olmalarından yalnız olmadığımı gördüm, yinede üzüntümü gizleme çabasına girdim. Korkut'un benim üzerimden eşime saldırması yüksekti, eline fırsat geçmişti, onu biraz tanıyorsam kullanmaktan geri durmayacaktır.
"Ooo evin kabadayısı teşrif ettiler."
Al işte şimdiden başladı. Kemal Beyin ters bakışına bile aldırmadı. "Kusura bakma seni ayakta karşılayamadık. Umarım bize gücenmez topuğumuza sıkmazsın.""Ağzı boş laf yapanlara kin güdüyorum." diye karşılık verdi Cesur onun suratına bakmadan, ikimizin sandalyesini geriye çekti, yerimize oturduk, çaylarımız hemen dolduruldu, hiçbir şey yaşanmamış gibi tabağımıza kahvaltılıklardan aldık.
"Annecim bugün çok bakımsız göründün gözüme hasta mısın?"
Göz ucuyla Süreyya Hanıma baktım, uykudan uyandığı gibi soluğu masada almıştı, saçları biraz dağınık tenide solgundu. Kesin eşiyle kavga etti, sebebiyse Cesur'un yaptığıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR/çürük koza(+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.