Bölüm 14

1.1K 36 5
                                    

Julie'nin Gözünden

Luke ve ben biraz yürüyüş yapmaya karar verdik çünkü ikimizde filmden sıkılmıştık. Ben ince bir kazak ve tayt, altına Ugg botlarımı giyiyor ve kafamada gri bir bere takıyordum. Luke da  siyah çeket, dar blue jean, siyah vanslarını giyiyor ve kafasına da panda beresini takıyordu.

Dışarı çıktığımızda, dışarısı çok soğuk olduğundan ince bir kazak giydiğime pişman oldum. Luke'un anlamaması için belli etmemeye çalıştım.

'' Ee nereye gidiyoruz? '' diye sordum sessizliği bozarak.

'' Sokağın aşağısındaki parka gitmeye ne dersin? '' diye sordu Luke.

'' Tamam. '' dedim. Yan yana yürüdüğümüz için parmaklarımız sürekli çarğışıyordu bu yüzden ellerimi kazağımın cebine koydum. Ne zaman ellerimiz birbirine değse, vücudumda bir titreme hissediyordum. Eh, belki de dışarısı soğuk olduğundandır.

Yürüyüş sırasında sessizdik ama bu rahatlatıcı bir sessizlikti. Parka vardığımızda olayları biraz daha eğlenceli hale getirmeye karar verdim.

''Oyun oynamak ister misin?' diye sordum.

''Uh, olur? '' diye cevapladı biraz endişeli görünerek.

'' Hadi yarışalım! '' dedim. '' Önce varan kazanır! ''

''Oh, '' dedi.

'' 3 deyince, tamam mı? '' dedim koşmaya hazırlanarak.

'' Tamam, hadi yapalım bakalım! ''

'' Tamam...1...2...2... İki buçuk... '' dedim yavaşça.

'' HADİ JULİE ACELE--''

'' KOŞ! '' diye bağırdım.

Salıncaklara doğru koşarken Luke'un çoktan bana yetiştiğini fark ettim! Tam salıncaklara yetişmek üzereyken Luke beni belimden kaldırdı.

'' AHHHH LUKE!  '' diye bağırdım. '' BENİ YERE İNDİR! ''

'' ASLA! '' diye cevap verdi bir manyak gibi.

Beni kaldırarak omzuna aldı. Beni indirsin diye sırtını yumruklamaya başladım. Her yumruklayışımda, sırtının kahkahasından titrediğini hissedebilirdiniz.

Ne olduğunu hatırlamıyorum ama sanırım Luke kahkaha atmakla çok meşgul olduğu için önünde ne olduğunu göremeyip ikimizinde düşmesine sebep oldu. Nasıl olduysa düşerken Luke beni hala tutuyordu. Ama yere düştüğümüzde o da üstüme düştü.

'' Hile yaptın. '' dedi suratıma yaklaşıp fısıldayarak.

'' Ya da sen koşamıyorsun. '' diye fısıldadım. '' Ugh, üstümden kalk şişko.''

Ağır olmadığını biliyordum. Ve ağırlığını kollarına veriyordu bu sayede üstüme çökmüyordu ama yine de bu kelimeyi kullandım.

'' Luke seksi bir penguen de. '' dedi. Nefesini hissedebiliyordum.  Bilin diye söylüyorum, biraz naneliydi. Ne yani beni öpecek miydi? Beni öpmesine izin veremezdim. Yapamazdım.

Luke yaslandığı sırada onu göğsünden ittim ve uzanarak yanıma yattı. O sırada onu bir öksürük tuttu ki bu durumu biraz garip bir hale getiriyordu.

Hiçbir şey söylemeden, yanyana yerde uzanıyorduk. İşlerin daha garip bir hale gelmesini istemediğimden, daha önce olduğu gibi bir konu açmaya çalıştım.

'' Yıldızlar bugün çok güzel öyle değil mi? '' dedim yıldızlara bakarak.

'' Evet, öyleler. Aynı senin gibi. '' diye mırıldandı.

That Song; Luke Hemmings(TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin